Saçımıza sürdüğümüz tarakta
Arabadan indiğimizde, tuttuğumuz kapı kolunda
Televizyon ekranına elimizi sürdüğümüzde
Üstümüze giydiğimiz,yünlü kazağımıza dokunduğumuzda
Yemek yerken,elimize aldığımız metal kaşık veya çatal ile
Kısacası,elimizle her türlü maddeye dokunduğumuzda
Statik elektrik oluşuyor ve vücudumuza geçiyor
Peki bu vücudumuza,dokunmayla birlikte
Anında geçen statik elektrik akımı
Bazı organlara,zarar verirmi diye düşünülecek olursa
Saat gibi çalışan ve ritmik bir düzeni bulunan
Kalp ilk akla gelen organlardan birisi olacaktır
Kalp nasıl çalışır diye,bir soru geliyor akla
Kalbin hareketi,anlık genişleme ve daralma iledir
Bu hareketi sağlayan ise
Vücutta her zaman mevcut olan,elektrik akımının
Düzenli bir şekilde,anlık olarak şiddetli veya zayıf frekanslarla
Kalbe iletilmesiyledir
Bu ritmik düzen bir şekilde bozulduğunda
Kalp ameliyatı ile takılan elektronik pil
Bu işlevi görerek,aynı düzenli akımı kalbe iletmektedir
Sol ile yemek yemeği alışkanlık haline getiren birisi için
Sol elini kullanırken,vücuduna aldığı statik elektriği
Kalp vücudun solunda olduğundan dolayı
İlk ulaştırdığı ve etkileyeceği organ,kalp olacaktır
Kalp kendi hareketini sağlayan,elektrik akımının
Şiddet ve frekansının dışında
Ritmik düzenine,sürekli dışarıdan müdahele eden
Bir farklı ve düzensiz bir statik elektrik akımının etkisiyle
Dengesini kaybedecek
Saat gibi çalışan,ritmik düzeni,zaman içinde bozulacaktır
Ve kalp,düzenli şekilde çalışamayacaktır
Bu yüzden yemek yerken,sol elin kullanılmaması gerekir "
Aşağıya " Statik Elektrik " ile ilgili bir yazı alntıladık okuyunuz
BİLİM VE İSLAM İLE BATIL
BİLİM VE İSLAM İLE BATIL
FORUM İSLAMİYET RÜZGARI İSTANBUL
METİN YILMAZ HANCIOĞULLARI
Forumda bilim ve islam ile batıl konulu
Çok farklı paylaşımlar var
Bende islami konuları,bilimsel olarak açıklayan
Bazı alıntıları aşağıya paylaştım,okuyunuz
Forumda,bilimsel açıklamalar içeren yazıları
Yayınlamaya devam edeceğiz
Ancak,bu tür yazılara geçmeden daha önce
Burada bu konuyla,dolaylı ilgisi bulunan
Bazı fikir ve düşünceleri
Sizlere aktarmak istiyorum
Nefs ve Ruh,ikiside Rabbimizin yarattığı donelerdir
Bilim ve islam,yine aynı şekildedir
Ve Hak ile Batıl,yine aynı şekildedir
Rabbimizin tasarrufunda seyreden
Zerreden kürreye her şey gibi
Rabbimiz tarafından yaratılan donelerdir
Dünya hayatında,tarih çizgisinde
Bazen Hak,bazende Batıl,ön planda karşımıza çıkmaktadır
Bu bir terazidir ve mutlak Rabbimizin bilgisi dahilindedir
Müslümanların gayreti neticesinde
Bu terazinin dengesi
Rabbimizinde inayetiyle,sürekli bir değişim halindedir
İnsanlık ve müslümanlar hep birlikte
İslamın yükseliş ve duraklama dönemlerini yaşamaktadırlar
Çaba, gayret ve emek kimden geliyorsa
Rabbimiz verilen emeği,asla zayi etmemektedir
Çalışana,hak ettiği karşılığını vermektedir
Batıl emek veriyorsa,batıl ön plana çıkmaktadır
Müslümanlar emek veriyorsa,islam ön plana çıkmaktadır
Kıyamete değin,bu Hak-Batıl mücadelesi
Ve insandaki,Ruh-Nefs mücadelesi
Ve imtihan süreci,kesintisiz devam edecektir
Batıl,sürekli şekil değiştirmektedir
Firavun döneminde,kabalaizm olarak
Tevratın değiştirilmesi ile başlayan batıl dönem
Günümüzde siyonizm olarak karşımıza çıkmıştır
Ve islamı kuşatmış ve tesir altına almıştır
Önce bir çerçeve içine,hapsedilen islam
Siyonizmin istediği şekillerde,yeniden düzenlenmiş
Güncellenmiş ve dünyaya sunulmuştur
1897 yılında 1. siyonist kongresi ile
Tamamen dünya sahnesinde uygulamaya konulmuştur
Müslümanlar,Osmanlının yıkılışı ve arkasından
1. ve 2. dünya savaşları ile devam eden süreçte
Dünyaya siyonizm tarafından yayılan
Yeni siyonist islam modelleri ile uğraşırken
Siyonizm,dünyaya islamofobi sisteminide
Farklı şekillerde sunmaktadır
Siyonizm,dünya hayatındaki bilim ve teknolojiyi
Tarih,sanat veya tıp gibi,gerçek ilimleri
Aslından ve amacından saptırarak
Kendi istedikleri şekilde,yeniden dizayn ederek
İnsanlığa sunduğu gibi
Bütün dinleri ve inanç sistemlerinide bozarak
kendilerine uygun hale getirerek
İnsanlığa sunduğu gibi
İslam dininide bozmuştur
Sahteleştirmiştir
İslamın aslında olmayan
Ve Peygamberimiz Hz.Muhammed sav
Efendimizin döneminde olmayan
Hristyanlık,tevhid dini ikende,aslında olmayıp
Hristiyanlığada sonradan eklenerek
Hristiyanlığın bozulmasına ve aslından sapmasına neden olan
Mezhepler,tarikatler veya cemaatler gibi
Bölünmelerle başlayan
Yeni islam modelleri ile birlikte
Siyonizm
Dünyaya herşeyin sahtesini sunduğu gibi
İslamında sahtesini
Gerçek islam gibi,müslümanlara sunmuştur
Dolayısıyla,gerçek islama ulaşmak için
Siyonizmin çizdiği çerçevenin kırılması gerekiyor
Prof.Dr Necmeddin Erbakan
İslamdan bahsetmemiş ve sürekli siyonizmden bahsederek
İslamın yükselişi için
Siyonizm'in,önce ne olduğunun anlaşılması
Ve siyonizmin tuzaklarının deşifre edilmesi
Ve arkasından
İslamın gerçekte ne olduğunun anlaşılması için
Siyonizmle mücadele edildiği sürece
İslamın donelerinin,gün yüzüne çıkartılabileceğini belirtmiştir
Yani,islam bir taş duvardır
Siyonizm üzerini boya ile kapatmıştır
Boya kazınmadan,taş duvar ortaya çıkartılamamaktadır
Prof.Dr Necmeddin Erbakan
Siyonizmle mücadele edilmesi içinde
Sadece dua etmenin yeterli olamayacağını
Bilim ve teknolojide,ilerleme kaydetmenin şart olduğunu
Anlatmak için çaba sarf etmiştir
Fakat bazı islami görüş sahipleri
Bazı tarikatler ve cemaatler
Sanki ortada,gerçek islam varmış gibi
Sürekli,siyonizmin çerçevesini çizdiği islamı
Gerçek ve yaşanan islam gibi lanse ederek
Siyonizmi algılamaktan ve mücadele etmekten geri durarak
Gerçek islamın ortaya çıkartılmasına
Engel olmuşlardır
Bu yüzden gerçek islam,hayata ve dünyaya hakim değildir
Dünyaya ve hayata hakim olan
Dolayısıyla,islamiyetinde sınırlarını çizen,siyonizmdir
Siyonizmin hakimiyetindeki bir dünyada
Kuran-ı kerimin ve Peygamberimizin örneklendirdiği islamiyet
Kendine var olacak zemini,bulamamaktadır
Ne zaman bilim ve teknolojide
Siyonizm kadar başarılı olabilirsek
Bilim ve teknolojide
Başarılı olduğumuz kadarda
Siyonizm ile mücadelede başarılı olabiliriz
İşte o zaman,önce siyonizmin kuşattığı batıyı
Siyonizmin kıskacından kurtararak
Önce,siyonizmin bize düşman ettiği batıyı
İslamiyete ve müslümanlara
Düşmanlıktan vaz geçirerek
Siyonizmle mücadelede mesafe kaydedebiliriz
Bu mücadelenin sonundada
Rabbimiz,bizlerin emeğini ve çabasını zayi etmeyecektir
Ancak,bu şekilde
Gerçek islama yaklaşmaya hak kazanabiliriz
Siyonizm bilim ve teknoloji ile
Dünyaya hükmettiği sürece
Gerçek islam ve İslamın yüklelişi asla mümkün değildir
Bazı islami görüşteki insanların
Veya bazı tarikat ve cemaatlerin yaptığı gibi
Sadece,birbirimize Kuran-ı kerim ayetlerini
Ve hadisleri nakletmekle meşgul olursak
Siyonizmin boyadığı duvardan,boyayı kazıyamayız
Ve boyayı kazımadan
Boyanın altındaki,taş duvar olan,gerçek islamı göremeyiz
Siyonizmin,döşediği raydan, çizdiği çizgiden
İslamiyeti gerçek çizgisine oturtamayız,gün yüzüne çıkartamayız
Allah batılılarada,müslümanlarada akıl vermiştir
Müslümanların görevi,sadece islami ilimleri öğrenmek değildir
Bütün bilim dallarında
Eğitimli müslümanlar yetiştirmek zorundayız
İslamiyeti bilimsel olarakta
Batılılara açıklamasını bilmeliyiz
Batıyı ve bilimi kendilerine örnek alanlara
İslamiyeti ayet ve hadislerle açıkladığımız gibi
Bilimsel temelli örneklerlede anlatmak zorundayız
Yoksa,elbette Kuran ve Hadisleri
Bizler müslüman olarak
Amenna ve saddakna deriz ve kabul ederiz
İlla bilimsel açıklamalara gerek duymayız
Ancak,bilimsel düşünen batıda
Müslüman olmayan
Ama müslümanlarada düşman olmayan
İyi niyetli insanlar mutlaka vardır
Bilim ile kendine yol çizen insanlarada
Bilimsel çerçevede
İslamı anlatmak zorundayız
Müslümanlar,bu şekilde
İslamiyeti anlatmaya başlamadan önce
Bilim ve teknolojide,ileri seviyelere gelmelidir
Örnek eserler üretmek zorundadır
Yoksa sadece telkin ile bu iş olmaz
Batılılar materyalisttir
Ve ilk etapta,madde olarak
Örnek görmek isteyeceklerdir
Gördüklerinde ise
İslam ile savaşmak yerine
Canlı örnek insan görmek isteyeceklerdir
Bunun içinde,önce örnek bilim adamları
Daha sonrada,bilim ile islamın birleşmiş halindeki
Örnek müslümanları yetiştirmek zorundayız
Ama tabi bu saydığımız şeyler
Bir taraftanda,siyonizm ile savaşarak
Gerçekleştirilebilir
Uzun vadeli bir plan ve proğram gereklidir
Yoksa şimdiki haliyle dünyada mevcut olan
Siyonizmin çerçevesini çizdiği
İslam,bilim,tıp veya tarih ile yola çıkarak
Gerçek islam,bilim,tıp veya tarihi ortaya çıkarılamaz
Öncelikle siyonizm tarafından zehirlenmiş olan
Dünyaya,insanlığa ve müslümanlara zarar veren
Tarih,edebiyat,tıp,islam ve bilim
Siyonizm zehrinden temizlenmelidir
Öncelikle devlet ve müslümanlar
Tüm islami kurum ve kuruluşlar
Aynı amaç için
Birleşmeli ve birlikte hareket etmelidir
Daha sonra,tüm dünya devletleriyle bir araya gelinerek
Siyonizm mikrobu,dünyadan temizlenmelidir
Konumuza daha sonra devam edeceğiz
Şimdi yayınlayacağımız bilimsel yazılara
Bir kaç örnek verelim
Daha sonra yine
Bilimsel temelli yazı örneklerini vermeye
Devam edeceğiz
ANTERIOR & DECADENCE
AHMET YUNUS SELİMOĞLU
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
Aneterıor & Decadence isimli bir yazı okumuştum
Çok ilgimi çekmişti
Bunu konu olarak
Buraya monte etmemdeki sebep ise
Bir varsayımdan öte
Bizim Müslüman olarak
Amenna ve sadakna diyerek kabul ettiğimiz
Her türlü İslami Realitenin
Bir bilimsel karşılığınında olabileceği fikridir
Anterıor & Decadence başlığının Türkçe manası
Öne yıkılış anlamına gelmektedir
bu yazıyı okuduğum dergiyi hatırlamıyorum
Ama muhteviyatını buraya aktarınca
aslında ne kadar
Önemli bir konu olduğuna
sizde hak vereceksiniz umarım
Amerikalı Müslüman Jeoloji uzmanı
Frıedrısch Robert Capton isimli bu uzman
aynı zamanda İslami realite ölçüsündede
Müslüman olduktan sonra çok incelemeler yapmıştır
bu dergideki yazıda şu konudan bahsediyor
Camiye girerken sağ ayakla girilmesinin
ve çıkarken sol ayakla çıkılmasının
Tuvalete girerkende sol ayakla girilmesinin
sağ ayakla çıkılmasının islami ve Bilimsel bir
gerekçesinin olabileceğinden bahsediyor
şimdi aşağıda bu konuyla ilgili bazı linkleri
okumanızı istiyoruz daha sonra konumuza
devam edeceğiz
http://www.muhakeme.net/tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-t9004.html
http://www.forumvadisi.com/islamiyet/342182-tuvalete-sol-ayakla-girilir-euzu-besmele-cekilir-cikista-sag-ayakla.html
http://www.mumsema.com/ahlak-iyi-ve-kotu-ahlaki-soru-ve-cevaplari/61704-tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-cikista.html
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=67336
http://sorularlaislam.blogcu.com/sunnete-uymanin-onemi_2639573.html
http://www.sanalda1numara.com/forums/gunun-belli-zamaninda-okunacak-dualar/28159-camiye-girip-cikarken-okunacak-dua.html
http://www.mumsema.com/sohbet-muhabbet/80192-mescid-adabi-caminin-icinde-ve-disindaki-adaplar-istek.html
http://www.mehmetalidemirbas.com/detay.asp?Aid=4300
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3605
http://forum.ilkvahiy.net/f134/iste-unuttugumuz-sunnetler-23585/
şimdi konumuza devam ediyoruz Amerikalı Müslüman uzman
Frıedrısch Robert Capton un yazısından bazı aklımda kalan
kısa anektodları aktarıyorum
Uzman Robert Capton yazısında
pusulanın ibresinin sürekli kuzeyi göstermesinin
Dünyanın kuzey kutbundaki buz dağlarının altındaki
manyetik kayaların varlığından kaynaklandığını
ve Dünyanın yerçekimi ile bunun bir denge oluşturduğunu
ve ayrıca dünyanın iç-ortasında bulunan denge merkezinin
depremlerde sol zemini bozuk olan üçgen piramit şeklindeki
binalarında yıkılışlarınında
ön tarafa olmasını sağladığından bahsediyor
İnsanda ise beyinciğin altında bulunan bir denge merkezinin
bulunduğunu ve psikomotorik olan bu denge merkezinin
insanın dengeli yürüyüşünü
yada her hangi bir sebeple bu insandaki denge merkezinin
kısmi bir devre kesikliğiyle görev yapamadığında vücudun
daha doğrusu insanın belli bir tarafa yıkılışını
sağladığından bahsediyor
İnsanın kalp ve sinir sisteminin ve damar yoğunluğunun
solda oluşu yüzünden
bu denge merkezinin kısmi devre kesikliğinde
vücudun ilk sol tarafının etkilendiğini
ve yıkılış yönününde sol tarafa olabileceğini
veya vücudun sağ tarafında kalp sinir sitemi
ve damar yoğunluğunun sol taraftaki kadar
yoğun olmaması yüzünden ilk önce sağ tarafın
direnişinin yok olarak sağa yıkılabileceğini
sağ ayağın öne atılarak
depremde sol zemini bozuk üçgen piramit şeklindeki
veya iskelet yapısının ona benzer
binanın öne yıkılışı gibi
yıkılışın ön tarafa olacağından bahsediyor
ve sağ ayağın öne atılmasıyla
insanın neden ön tarafa yıkılmasının sağlanmaya
çalışıldığınıda şu şekilde açıklıyor
Camiye Müslümanlar ibadet etmek için girerler
Allah c.c Camiye girerken veya çıkarken baygınlık
veya sara gibi herhangi bir sebeple bu denge merkezinin
kısmi devre kesikliği dolayısıyla insanın yıkılışı sonucunda
zarar görmemesini düşünerek bunu bir
Sünnetullah ve İslami Realite olarak bize bahşetmiştir yazıyor
çünkü Caminin içi halı veya kilim gibi yumuşak malzemelerden
oluşan yumuşak zemindir ve insan camiye girerken öne yıkılırsa
Caminin içine yıkılacaktır ve yumuşak zemine çarpan
kafa veya bedeni zarar görmeyecektir
dışarıya yani geriye yıkıllırsa
Caminin dışı kalebodur veya taş gibi
sert malzemelerden oluşan bir zemine sahip olduğundan
insanın yıkılışının sonucunda
kafa veya bedeni sert zemine çarparak hasar görebilecektir
bunu engellemenin tek yolunun sağ ayakla camiye girilerek
ve üçgen piramit şeklini alan vücudun bu yıkılışının
ön tarafa olmasının gerçekleştirilerek
hem Sünnetullaha ve Allahın esaslarını koyduğu
İslami Realite hükmüne uymuş olmak
hemde Allaha ibadet için gelen
insanın bedeninin zarar görmekten korunduğundan bahsediyor
Camiden çıkarken ise sol ayağın öne atılarak yıkılışın geriye
yani caminin içine kısacası yine yumuşak zemine yıkılışının
sağlanması için bu şekilde hareket edilmesi gerektiğinden bahsediyor
Tuvalete girerken ise caminin tam tersine girişin
sol ayakla yapılmasıyla yine yumuşak zemine yıkılışın sağlandığını
çünkü sert zeminin tuvaletin içinde kalebodur veya fayans şeklinde
olduğunu yumuşak zeminin ise halı veya kilim gibi dışarıda
olduğundan bahsediyor
sonuçta biz Müslümanlar İslami Realite hükümlerine
Amenna ve sadakna diyerek uyarız belki bu tür bilimsel
açıklamalara ihtiyacımız olmayabilir Kuran- Kerim de
Müteşabih ve Muhkem ayetlerin tümünün yine bizim
iyiliğimiz selametimiz felah ve kurtuluşumuz için
nüzul ettiğini düşünürüz ve Müteşabih ayetler
Bilimsel makalelerle zaman içinde açıklanır
ve her açıkladığı dönem ve devirde mutlak doğruluk ilkesini taşır
ve Kuran- kerim her devir ve dönemde
değerinden anlamından bir şey kaybetmeden
tüm devirlerde üstünlük ve hakimiyetini
bu mucizevi yapısıyla devam ettirir
SOL EL VE KALP
SELAHATTİN MURAD AYDINCANLI
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
Daha önce " İslamiyet Yolundayız İstanbul " Forumda
Dini olarak açıklamaları yapılan,bazı konularda
Bilimsel olarakta açıklamalar içeren,bazı yazılar paylaşmıştık
Bugün sizlere farklı bir konuda
Bir kaç anektod aktaracağım
" SOL EL VE KALP " başlığını,konu başlığımız olarak seçtik
Daha önce " Left Hand Clean " isimli bir konu
Ve Amerikalı Müslüman Profesör
Mıchael George Samnıck ile
New Mexıco Health Power 2000 isimli
Dergideki alıntıdan bahsetmiştim
Aynı derginin başka bir sayısında
Yine aynı Profesörün
" Statıc Electrıc And Hand " isimli makalesinden
Kısa bir kaç anektod özetleyeceğim
STATIC ELECTRIC AND HAND
Profesör Mıchael George Samnick,yazısında
Sol el ile yemek yenmesinin,haram olması ile ilgili
Farklı bir bilimsel açıklama aktarmış
Bizde sizlere kısaca bunu özetleyelim
" Vücudumuzdaki her çalışan eklem
Ellerimiz ve ayaklarımız
Bir mekanik alet gibi çalışır
Bu çalışma sistemi
Yine vücuttaki mevcut,potansiyel elektrik akımının
Şiddet ve frekansınında sürekli değişmesiyle çalışır
Tüm organların hareketinde,aynı sistem mevcuttur
Duyu organlarımızı kullanarak
Maddelerin varlığını algılıyoruz
Örneğin göz ile görüyoruz
Ellerimizle dokunarak,maddelerin sıcaklık veya soğukluğunu
Katılık veya sıvılıklarını algılıyoruz
Aslında bu algılama olayı
Duyu organlarından maddeye yönlendirilen
Vücuttaki her zaman mevcut olan potansiyel enerji ile
Maddelerin kendi bünyelerinde,var olan enerjinin
Tepkimeye girmesiyle oluyor
Sol ve sağ elimizi kullanırken
Cisimlere dokunurken
Her türlü katı,sıvı veya gaz olan maddeden
Mutlaka bir potansiyel elektrik akımı,bize geçiyor
Maddenin atom molekül yapısına göre
İletkenlik veya yalıtkanlık kat sayısına göre
Şiddeti değişen bir " Statik Elektrik " bize geçiyor
Dokunulan sol el veya sağ el fark etmiyor
Her ikisinide kullanırken
Statik elektrik akımı,bize anında ulaşıyor
https://www.kontrolkalemi.com/forum/konu/v%C3%BCcuttaki-statik-elektri%C4%9Fin-lamba-yakmas%C4%B1.1515/
STATİK ELEKTRİK
SOL İLE YEMEK YEMENİN DİNSEL HÜKMÜ
https://www.yeniakit.com.tr/haber/sol-elle-yemek-yemek-haram-midir-227399.html
Allah insanın organlarını pek çok hikmetlerle yaratmıştır. Bu nedenle akıllı ve şuurlu bir varlık olarak yaratılışımızdaki bu hikmetlere uygun olarak yaşamalı ve organlarımızı da o şekilde kullanmalıyız. Bu hikmete en uygun yaşam biçimini peygamber efendimiz (sav) de görmekteyiz.
Hiçbir insan solak olarak doğmaz. Sol elini kullanma alışkanlığı çocukluktan itibaren anne ve babanın dikkatsizliği neticesinde çocuklarda gelişir. Çocuklar ellerine yemek için bir şey aldıklarında anneler ve babalar çocuğun o esnada hangi elini kullandığına dikkat etmezler. Çocuklar da zamanla bu şekilde solak olarak büyürler. Zaman ilerledikçe de bunu değiştirmek zorlaşır.
Solak olmak, sol elle yemek yemek ve su içmeye mazeret teşkil etmez. İrade ve azimle bu değiştirilebilir. Neticede kullandığı bir eli felç olan bir insanın zamanla diğer eli ile işlerini gördüğünü ve kullanmaya başladığını çevremizde görüyoruz. Demek bir kişi isterse bu alışkanlığını değiştirebilir.
Peygamber efendimiz (sav) sağ eli yemek ve içmekte sol eli de taharette kullanmış ve bizlere de bunu öğütlemiştir. Bu nedenle sağ elle yemek ve içmek ve sol elle de taharette kullanmak sünnettir. Zaruret olmadıkça bunun aksini yapmamak gerekir.
Ömer ibn. Ebi Seleme Peygamber fendimiz (sav) den bununla ilgili şu hadisi naklediyor. “Resulullahın terbiyesinde bir çocuk iken bir gün yemek esnasında elim tabağın her tarafını dolaşıyordu. Resulullah sav beni şöyle uyardı: ‘Evlât Bismillah de, sağ elinle ve önünden ye’ Ben Resulullahın bu uyarısından sonra hep öyle yedim. - Buhârî, Et’ime
Bu konu ile ilgili yine İbni Ömer (ra)’ın rivayet ettiği bir hadis şöyle:
‘Sizden biriniz sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer.’- Müslim -Eşribe
https://zeynep-sofi34.tr.gg
EPİLEPSİ VE CİNLER
AHMET YUNUS SELİMOĞLU
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
Epilepsi ve Cinler arasında bir bağıntının
olabileceği konusunda
geçen sene bir yazı okumuştum
aklımda kaldığı kadarıyla bazı
önemli anaktodları aktarmak istiyorum
Epilepsi
kısaca beyindeki elektirik akımlarının düzensizliği
olarak görülmektedir bu konuyla ilgi alttaki linkleri tıklayarak
Epilepsi ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz
sonra konumnuza devam edeceğiz
http://tr.wikipedia.org/wiki/Epilepsi
http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/noroloji/epilepsi.htm
http://www.epilepsiveben.com/
http://www.turkepilepsi.org.tr/
http://www.tumgazeteler.com/?a=2292980
http://www.novartis.com.tr/Default.aspx?sayfa=ta_epilepsi
http://epilepsi.uzerine.com/
http://www.hekimce.com/index.php?kiid=3197
http://www.benbigun.com/96-buyuk-nobet-grand-mal-epilepsi.htm
http://www.mutlusepet.com/index.php?do=catalog/product&pid=38580
http://www.dogaltabip.com/product.php?id_product=65&gclid=CNTv6uXq4JkCFYUSzAodWzFVrw
http://www.saygi.com.tr/Default.asp?sayfa=icerik.asp&rq=251
Üstteki linklerde epilepsi ile ilgili ayrıntılı bilgileri okudunuz
şimdi konumuza geri dönüyoruz
Epilepsi ve Cinler arasındaki bağıntıyı açıklamadan önce
Cinler ile ilgili aşağıdaki
linkleride okuyarak bilgi sahibi olunmalıdır
daha sonra yine konumuza geri döneceğiz
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687
http://www.ilahi-tr.org/genel-dini-konular/9934-cinler.html
http://www.supermeydan.net/forum/forum356/thread35246.html
http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/akik/yaratilis.htm
http://www.alternatifforum.org/archives.php/a%EF%BF%BD%C5%93melekler---cinler---%C5%9Eeytan---sonsuz-say%C4%B1da-evrena%EF%BF%BD%20/9398
http://www.islamciyiz.com/blog/cinlerin-varliginin-ispati.html
http://www.defineyolu.com/cin-carpmasi-nasildir-t765.html?s=921cbbeb97a054ef25f44949fcf168ed&
http://www.scribd.com/doc/11441655/Ruh-nsan-Cin
http://www.butunmedyumlar.com/cin_carparmi.html
http://www.lafci.com/cinler-ruhani-varliklar/22190-ufolar-ve-uzaylilar-aslinda-cin/
http://www.sufizmveinsan.com/fizik/enerjimelek2.html
http://www.zehirli.org/cinler/cin-carpmasi-nasildir.html
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=13296
http://www.parapsikoloji.org/viewtopic.php?f=1&t=467&view=unread
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=1579
http://www.izafet.com/islam-ve-insan/85195-cinlerden-korunma.html
http://www.xdosyalar.com/html/cinkur.asp
http://www.dini-bilgiler.com/kategorilenmemis/buyuden-ve-cinden-korunmak-icin.html
http://www.lahuti.com/forum/cinden-korunma-duasi-30533.html
http://buyudenkurtulmak.blogcu.com/cinlerin-etkisinden-kurtulmak-icin_1104031.html
http://www.ilahi.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=9642
Üstteki linklerde Cinlerle ilgili konuları
ve cinlerden korunmak için gereken
ayetleri ve duaları okudunuz
şimdi ana konumuza geri dönüyoruz
Epilepsi denilen hastalığın çeşitli
türlerinde dikkati çeken noktalar
nelerdir
Beyindeki elektrik akımlarının
düzensizliğine
neden olan faktörler nelerdir
Bu konuda üstteki Epilepsi ile ilgili
linklerde bazı bilgiler aktarılmıştır
fakat şu önemli noktaya temas etmek
istiyoruz
ve burada
Alman asıllı Amerikalı Müslüman
Wolf Chrıstoffer Weıter isimli Nöroloğun
New-York Healty Club isimli
ingilizce dergide yayınladığı
makaleden tercümeyle alıntı yaparak
dergisine koyan bir editörün
yazısından bazı anektodları özetle şöyle
aktarıyoruz
" Epilepsi vakalarında beyindeki elektirk akımlarının
düzensizliğine sebep olan
yani beyindeki enerjinin potansiyeline etki eden
dışarıdan bir enerji kütlesinin var olabileceğide düşünülürse
Bu etki eden enerji kütlesinin
Cinler olabileceği varsayımı
çok kuvvetle muhtemel bir Realite olarak
karşımıza çıkmaktadır
Çünkü Cinler enerjiden oluşan varlıklardır
ve bu enerjiden oluşan kütleleriyle farklı enerjisel kütlelerle
temas halinde olabilirler
Beyindeki enerjiyede bu bağlamda müdahale etmeleri
gayet mümkündür " demektedir
Wolf Weıter
aklı-selim olarak bizde düşününce ve bu teorinin yanlış olmasından ziyade
doğru olabileceği
yukarıdaki metinlerden elde edilen bilgilere görede kuvvetli
bir olasılıktır
ve yanlışlığını kanıtlayacak bilgiden çok
doğruluğunu kanıttlayacak argüman
yukarıdaki linklerden elde edilen genel bir kanı
ve bilimsel-teoriksel bir sonuçtur
NAZAR VE BAŞÖRTÜSÜ
AHMET YUNUS SELİMOĞLU
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
Nazar ve Başörtüsü arasında bir bağıntı varmıdır
Başörtüsü Nazarı engelleyebilirmi veya etkisini hafifletebilirmi
bununla ilgili bir dergide yazı okumuştum
ve oradan hatırladıklarım ve aşağıda linkleri görülen
Dini ve Bilimsel metinlerle
bu konu hakkında bazı anektodlar aktarmak için
bu konuyu yazıyorum
Dergiden hatırladıklarım Amerikalı Müslüman Nöro-Psikolog
Wıllıams Mc Johnson isimli bir bilim adamının
eşi ile birlikte Başörtüsü kullanarak
ve Başörtüsü kullanmayarak yapılan deneyle
Elektroensefalografi testlerine dayanarak
Başörtüsünün Nazarın etki gücünü kırdığı varsayımına ulaştığıdır
Bu bir Bilimsel teoridir
fakat bütün Bilim ve Din eksenli çevreler tarafından bu teorinin kabul edilmesi için
belki daha bir çok araştırma yapılması gereksede
aşağıdaki konu metinleriyle birleştirilince bunun bir varsayımdan öte kanıtlanması an meselesi olan bir Realite olduğu ortaya çıkmaktadır
Bu dergideki yazıdan hatırladıklarımla birlikte önce Nazar nedir bu konuyla ilgili Dinsel ve Bilimsel tesbitler nelerdir aşağıdaki linkleri tıklayarak okuyalım ve konumuza geri dönelim
Nazar ile ilgili bilimsel ve Dini içerikli metinler aşağıdadır tıklayarak okuyunuz
http://www.nedirnedemek.org/nazar_nedir
http://www.izafet.com/ayet-hadis-ve-dualar/18865-nazar-nedircgercekmidirc.html
Parapsikoloji dilinde “Psikokinezi” denilen nazar, yani göz değmesi bir çeşit büyülemedir. Baktığımız kişilerden veya eşyalardan çok defa gözlerimizi alamadığımız olur. Gözler ruhi fonksiyonları ve beyin gücünü en rahat ve en tesirli şekilde kullanabildiğimiz organlarımızdır. Bilim adamlarının da tespit ettikleri gibi, göz yoluyla bir çeşit hipnoz olayı gerçekleşmektedir. Yılan, fareyi, kuşu veya diğer avlarını böyle yakalar. Gözlerinden gönderdiği zehirli şualar yoluyla avının beyin fonksiyonlarını bozmakta ve talihsiz av, bir anlık göz göze gelmenin bedelini hayatiyle ödemektedir. İşte aynen insanlar için de geçerli olan bu husus, göz yoluyla karşı tarafa zarar verebilmektedir. Bir kısım gözlerin nazar konusunda daha etkili olması da saydamlığının fazla olması ile ilgili olsa gerektir. İnsan özellikle kıskançlıkla ve kötü niyetle, yani kem gözle bir şeye baktığı zaman daha çabuk zarar verebilir. Bu yüzden kişinin beğendiği bir şeye ısrarla bakması halinde ona, “Allah dilemezse hiçbir şey olmaz” anlamına gelen “Maşaallah” veya “Allah’ın bereketi üzerine olsun anlamına gelen “Barekallah” demesi tavsiye edilmiştir. Göz değmesi hakkında rivayet edilen hadisler, bunun hak ve gerçek olduğunu açıklığa kavuşturmakta ve nazara karşı yapılması gereken hususları da ortaya koymaktadır. Yani nazar, bazılarının zannettiği gibi “Batıl” bir inanç değil, hak ve gerçektir. Buhari, Müslim ve Ebu Davud’un İbn Abbas’tan rivayet ettikleri bir hadisi şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Göz değmesi haktır. Eğer kaderi (delip) geçecek bir şey olsaydı, bu, göz değmesi olurdu.” (1) Hz. Aişe (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber (s.a.v)’in, “(Göz değmesinden) Allah'a sığının. Zira göz değmesi haktır.” buyurduğu nakledilmektedir. Yine Sahiheyn ve Ebu Davud'da Ebu Hüreyre (r.a)'tan: "Rasulullah (s.a.v)’in: "Göz değmesi haktır" dediği rivayet edilmiştir.”(2) Ebu Davud’un Hz. Aişe (r.a)’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte ise, gözü değen ve kendisine göz değmesinin zarar verdiği kimselere ait yapılacak işlemden bahsedilmektedir: “Gözü değene (ain) abdest alması emredilir, onun abdest suyu alınır, bununla göz değmesine uğrayan (main) yıkanırdı.”(3) Ayrıca, Kalem suresinin 51. ve 52. ayetlerinin de nazara karşı tedavi edici özelliğinin bulunduğu söylenmektedir. Nazardan korunmak için en sağlıklı yol dua etmek ve yukarıda Hz. Aişe validemizden nakledilen hadise göre hareket etmek gerekir. Yoksa nazar boncuğu, öküz boynuzu, at nalı, sarımsak vs. gibi, halk arasında yaygın olan batıl inançlara itibar edilmemelidir. Bunların hepsi yasaklanmıştır. (1) Müslim, Selam 42, (2188); Tirmizî, Tıbb 19, (2063). (2) Buhari, Tıbb 36, Libas 86; Müslim, Selam 41, (2187); Ebu Davud, Tıbb 15, (3879). (3) Ebu Davud, Tıbb 15, (3880).
Kaynak:
nazar nedir?gerçekmidir? | izafet.net
Copyright ©izafet.net
http://www.teknobilim.net/index/index.php/content/view/31/45/
http://www.buldun.com/YusuF/1018/
http://www.islamiyet.gen.tr/nazar.php
http://www.islamiyet.gen.tr/dualar/Nazar_Duasi.php
http://www.trendkadin.com/kadin-saglik/genel-saglik/nazar-nedir
http://gizliilimler.tr.gg/Nazar-Nedir-f-.htm
http://www.ilahi-tr.org/59125-post1.html
http://sevde.nl/ruya/burc/8.htm
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687
http://www.gencgelisim.com/v2/content/view/127/2/
http://www.canlibilimi.com/biyoenerji-nedir.asp
http://www.webhatti.com/genel-sohbet/212341-nazar-nedir-gercekmidir-nazardan-korunma-yollari.html
http://www.forumpaylas.net/genel-kultur/16080-nazar-nedir.html
http://ufoss.com/nazar-nedir-duasi-nazarlik-takmak-islamin-ruhuna-aykiri-mi/
http://www.alemim.net/forum/merak-edilen-sorular-ve-cevaplari/19794-nazar-nedir-gercekmidir.html
http://www.turkforum.net/showthread.php?t=95532
http://www.ihvanforum.org/dua-lar/4668-nazar-nedir-ve-nazar-dualari/
http://www.dualar-zikirler.com/index.php?bno=11&yno=72
http://www.kesfetmekicinbak.com/atlasdan/bumerang/00578/
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687
Üstte Nazarın ne olduğu ve Nazardan korunma ile ilgili ayetlerle
Bilimsel ve Dini içerikli metinleri okudunuz
Nazar aslında göz değmesi,görüş-bakış açısı veya Bilimsel ifadeyle Psikokinezi veya İnterradial-Reactıons yani ışınlar arası tepkime gibi anlamlara gelen bir ışın etkisi ve geri tepkisi prensibine dayalı bir olaydır
Göz ve gözün yapısı ve görme olayının nasıl gerçekleştiğine ilişkin alttaki linkleri tıklayarak okuyunuz
http://www.baktabul.com/389998-post1.html
http://fengrup.blogspot.com/2007/12/gz-resimleri.html
http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=g%C3%B6rme+olay%C4%B1&revid=1380187534&um=1&ie=UTF-8&ei=AxDaSeDwE8aJsAbq1Oj_Dg&sa=X&oi=image_result_group&resnum=1&ct=title&gbv=1
http://www.aktifpaylasim.com/saglik/59164-nasil-goruyoruz-duyuyoruz-tadiyoruz.html
http://www.forumvadisi.com/felsefe/209604-ruh-nedir.html
Üstte Göz ve görmenin nasıl oluştuğu ile ilgili metinleri okudunuz
Görme olayı ile Nazar arasındaki bağıntıyı şu şekilde kurabiliriz
Beyinde üretilerek Gözlerden hedefe gönderilen Eyeray ışını ile
bakılan hedefteki nesne ise Furnıture ışını yada canlının yaydığı ışının kesişerek beyindeki görme merkezine iletilmesiyle insan görmüş veya eğer karşıdaki bakılan hedef İnsan gözü ise yine karşıdaki insan gözünden salgılanan Eyeray ışını ile veya bakılan hedef insan cildinin her hangi bir yeriyse oradan yayılan ışınlarla tepkimeye girmesi ile bu ışınların Redray veya Greenray şekline dönüşerek Nazari etkiyi oluşturmasıyla açıklanabilir
Redray ışını cilt üzerinde olumsuz etki üreten bir ışındır
gönderilen insanda mide bulantısı baş dönmesi gibi etkilere yol açan ve cilt üzerindeki hücre ölümleriyle birlikte çeşitli hastalıklara neden olan zararlı bir ışındır Greenray ışını ise zararsız bir ışındır
Aşağıdaki linklerde Ruh ve yapısı ile ilgili bazı metinler yer almaktadır
http://www.bilgikitabi.net/20.htm
http://www.denizce.com/hayatenerjidir.asp
http://www.msxlabs.org/forum/parapsikoloji/171018-enerjiyi-dusunce-gucuyle-donusturmek.html
http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/newage/newage46.htm
http://www.turkforum.net/showthread.php?t=171055
http://www.kadincagi.com/KC_Kadin_Ruhsalligi.htm
http://moldavit.wordpress.com/sifa-enerjileri/
http://www.bilgikitabi.net/sh.056-1.htm
http://www.lahuti.com/forum/ruhsal-enerjiler-uzerine-26511.html#post250558
http://www.cinalemi.net/giris/cinalemi/cinler/enerjivegormeolayi.htm
http://fikirsel.30.forumer.com/a/bilimde-ruhun-yeri-var-mdr_post117.html
http://www.azazell.8k.com/azazel.htm
http://gulcaner.blogcu.com/yasam-enerjisi-prof-dr-osman-muftuoglu_1767651.html
http://hayalethikayeleri.blogcu.com/telekineziye-giris-nedir-nasil-yaparim_4520497.html
Üstteki linklerde Ruh ile ilgili metinlerden anlaşılacağı üzere Ruh bir enerjidir ve Ruh bir enerji kütlesi olarak düşünce yoluyla şekillenen bu enerjiyi görme
olayı oluşurken yada Nazar ile bağıntısını kurarken gözlerden salgıladığı Redray-zararlı ışın ve Greenray-zararsız ışın olarak ileten mekanizmadır
Dolayısıyla Nazar değmesini gerçekleştiren insan ruhudur yani ruhtan gönderilen aşırı kinezik enerjidir
Kinezi ile ilgili aşağıdaki linkleri tıklayarak okuyunuz
http://telekinezi.org/beden-ruh-kinezi/ruhun-bedenden-ayrilmasi-tekn-t222.html
http://forum.kanka.net/showthread.php?t=231364
http://www.anormaliz.com/telekinezi/telekinezi-nedir-ne-ise-yarar-t19881.0.html
Üstte telekinezik enerjinin etkilerinin neler olabileceği hakkında bir fikir edindik sanırım aşağıdaki linklerde ise Başörtüsü ile ilgili ayetlerin bulunduğu Nur-Ahzap ve Araf Sureleri yer almaktadır ve Başörütüsü ile ilgili bir sersenişte ek metinlerde sunulmaktadır tıklayarak okuyunuz
http://www.harunyahya.org/KuraniKerim/24.html
http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=1&sid=33
http://www.harunyahya.org/KuraniKerim/7.html
http://www.webhatti.com/makaleler/300693-prof-nevzat-tarhanin-basortusu-ile-ilgili-bir-kosesi.html
http://www.samanyoluhaber.com/haber-112403.html
İnsanın veya tüm maddelerin atom denilen yapı taşından nasıl oluştuğuna ve içeriğinde nasıl bir muhteviyat olduğuna dair aşağıdaki konu metinlerini tıklayarak okuyunuz
http://www.atominsan.com/
http://www.bilgipasaji.com/forum/fizik-kimya-biyoloji-417/65420-atom-ve-atomun-yapisi.html
Üstte maddenin temel-ana yapı taşının atomdan oluştuğunu ve aslında Proton Nötron ve Elektrondan oluşan bir alt yapıya yani enerjisel bir kütleye sahip olduğunu görüyoruz dolayısıyla atomu oluşturanda yine bir enerji kütlesidir
Aşağıda ise Elektroensefalografi nedir ile ilgili linkler mevcuttur tıklayarak okuyunuz
http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektroensefalografi
http://www.safiyebilgin.com/eeg.htm
Amerikalı Müslüman NöroPsikolog Wıllıam Mc johnson bu EEG cihazıyla eşi ve kendisini denek olarak kullanarak ve eşinin Başörtüsü ve Başörtüsüz olarak yanında bulunarak ve ona bakarak deneyleri tekrarladığında çizilen grafiklerin farklı olduğunu bunun aslında eşine bakarken kendi gözlerinden yayılan ışınlardan eşinin Başörtülüyken farklı Başörtüsüzken farklı frekans ve şiddetlerde etkilendiğini tesbit ederek ve bu ışınların etki gücünü kıranın Başörtüsünün hammaddesi olan pamuklu veya keten veya ipek kumaş olmayıp incelenmesi gereken farklı konular olduğuna karar vermiştir
Başörtüsü Allah c.c ın bir Hikmet-i ilahisiyle Nazarı engellemektedir diyerek konumuzu noktalıyoruz
TESETTÜR MODA WEB SİTELERİ
TESETTÜR MODA SİTELERİ
http://www.tesetturmodelleri.net
http://www.firuzestyle.com
http://www.turkuazesarp.blogspot.com
http://tesettürgiyim.com/
http://www.turbanliyiz.com.tr
http://www.osmanlimoda.com
http://www.hijabstyle.com
http://leyli.blogcu.com
http://hijabscarf.blogspot.com
http://www.turbanmodelleri.com
http://caroline-ouxti-blog.blogspot.com
http://fiminin.blogspot.com
http://fashioningfaith.blogspot.com
http://www.yesiltopuklar.com
http://www.google.com.tr/search?q=tesett%C3%BCr+web+siteleri&ie=utf-8&oe=utf-8&aq=t&rls=org.mozilla:en-US:official&client=firefox-a
http://search.handycafe.com/search?safe=off&ie=UTF-8&client=pub-7306344808645313&cx=013955466593138379775%3Ao59n-hjoshe&cof=FORID%3A11&l=tr&hl=tr&s=start&q=TESETT%C3%9CR&meta=#897
LEFT HAND CLEAN
ORYANTALİZM PENCERESİ
SELAHATTİN MURAD AYDINCANLI
FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ
İSTANBUL 2008
Selamün Aleyküm
Değerli Forum okuyucuları
Konu başlığına
" Left Hand Clean
Oryantalizm Penceresi " yazdım
Amacım şudur açıklayayım
Son zamanlarda İslam coğrafyasında
Ve elbette Türk-İslam aleminin genelinde
Yabancılardan alıntı yapılan eserler bayağı arttı
Bu artış elbette düşünce dünyamızın gelişiminede
katkıda bılunuyor
Ancak İslamdan bahseden
bu yabancı yazar ve düşünürler ile
Bilim adamlarına ait
Yazıların gördüğü ilgiyle birlikte
Türk-İslam coğrafyasındaki entellektüelliğe bakış açısıda
Değişmeye başladı
Örneğin İslam ve Bilim konulu bir konferans verilecekse
Bu konferansa katılan konuşmacıların
İslam ve Bilim konusunda açıklamalar yapanların içinde
Yabancı kaynaklardan alıntı yapanların
Yada Oryantalistlerin bakış açısıyla
İslam-Bilim konusuna bakanların
Görüş ve düşüncelerinin aktarılması
Çok aşırı rağbet görmeye başladı
Ve bu görüş ve düşüncelere değer verenlere
Aydın görüşlü İslam Alimi denilmeye başlandı
Ve dolayısıyla İslami temellere dayanan
Ayet-Hadis çerçevesindeki
Fikir ve düşünceler geri plana itilmeye
Ayet-Hadis ile verilen örnekler hafife alınmaya
Bu tür örnekler vererek açıklamalar yapanlarada
Değersiz kişiler veya neredeyse yobaz denilmeye
Ve sonuçta İslamiyete
Oryantalistlerin açtığı pencereden bakılmaya başlandı
Bu uzun vadede
İslamiyete ve müslümanlara zarar verirmi acaba diye
İçimde bir şüphe var
Bu benim acizane düşüncemdir
Ve dilerimki şüphelerim yanlış çıkarda
İslamiyet ve müslümanlar
Bu Oryantalizme yaklaşmaktan zarar görmezler İnşallah
Herşeyi gören ve hakikati bilen
Doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırabilen
Allah c.c.
Bizleride doğru yoldan ayırmasın
Doğruları Allah'ın kelamı olan Kuran-ı kerim
Ve onun açıklayıcısı Allahın elçisi
Hz.Muhammed sav Efendimizden
Ve onun yolundan gidenlerden
Öğrenmeyi nasip eylesin İnşallah
Ancak şunuda açıklayayım
Sakın olaki
Benim şüphelerimin ciddiye alınmasını isterken
Yabancı kaynaklardan alıntılar yapılmamasını
İslamın bilim çerçevesinden çıkarılmasını
Ve yabancı eserler ve yazarların hafife alınmasını
Kesinlikle istemiyorum
Benim söylemek istediğim şey bu değil
Elbette bilimsel kaynaklar ile
İslamiyetin açıklanması ve yayılması
Türk-İslam coğrafyasındaki fikir ve düşüncelerin gelişmesi
Bütün müslümanları mutlu edeceği gibi benide mutlu eder
Sadece endişem şudurki
İslamiyeti bilimsel kavramlarla açıklayan değerli yazarların
Bilim adamlarının
Ve halis müslüman kardeşlerimizin dışında kalan
Bazı kişilerin
Oryantalizmi yaymaktaki niyetlerinin
iyi olmadığını düşünmemdir
Yoksa çok değerli bilimsel tesbitler
bizim yolumuzu aydınlatıyor
Buna verilecek çok örnekler vardır
Rabbim islam için çalışan herkesten razı olsun
Başarılarının devamını nasip eylesin İnşallah
Bilimsel tesbitler derken bazı örnekler vermek gerekirse
Hemen bir örnek vereyim
Amerikalı Müslüman Profesör Mıchael George Samnıck örneği
New Mexıco Health Power 2000
İsimli bir dergide " Left Hand Clean " başlıklı
Bir yazısında
sol eldeki bir temizlik mekanizmasından bahsetmektedir
İnsanların her iki elindede
avucundada mikroplara karşı savaşan
Vücudun ürettiği gözle görünmeyen bakterilerin olduğunu
Sol el yüzeyinde ve acuç içinde ise sağ elden farklı olarak
Çok güçlü antiseptik özelliğe sahip
Gözle görünmeyen bakterilerin her daim yoğun olduğunu
Sol elin yüzeyinin mikropları barındırmadığını
Ve bu mucizevi mekanizma ile
Sol elin yüzeyinden
mikropların temizlendiğinden bahsetmektedir
Ayrıca bu mekanizmanın
insanın ilk yaratılışından beri var olduğundan
Tıp biliminin ise bunu çok sonra tesbit ettiğinden
Halbuki İslamın ve Müslüman Bilim adamlarının
Yüzyıllar önce
Bunu farklı şekillerde
İzah ettiklerini
Açıklamaktadır
Şimdi Oryantalist bir pencereden bakarak
Bu açıklamayı yazı dizisinde kullanan
Bir müslümana aydın
Bu yazı yerine örneğin aşağıdaki alıntı yaptığım
Prof Dr Yaşar Bağdatlının
Yazısını kullanana yobazmı diyeceğiz
Benim anlatmaya çalıştığım işte budur
Amerikalı Profesörün yazısına benzeyen
Bu türde konuyla ilgili başka bir kaynaktan
Bir yazı alıntıladım
Onu aşağıya aktarıyorum okuyunuz
ELDEKİ MUCİZE VE TEMİZLİK
Prof Dr Yaşar Bağdatlı
Eldekİ Mucize ve Tuvalet Temizliği
https://cahidesultan.net/2012/06/19/eldeki-mucize-ve-tuvalet-temizligi/
19 - 06 - 2012 — Cahide Sultan
Çeşitli vesilerle neyi farkettim biliyor musunuz
Tahareti bilmediğimizi
Taharet genel bir terimdir ve içinde
Abdest Gusül İstinca İstibra İstinka
Ve Fıtri temizliklerin hepsini kapsar
fakat özellikle tuvalet temizliğinden bi haber olan çok insan var
Erkekler arasında ayakta idrarını yapanlar oldukça fazla
Okullar tam bir facia. Duyduklarımı anlatmaya edebim müsade etmiyor
Üzerimize sıçrayan idrarın kabir azabına sebep olduğunu bilir
ve ona göre tedbir alırsak
bu meseleye daha çok dikkat edeceğimizi düşünüyorum
Birde mutfakta yemek yaparken
hamur yoğururken
eldiven kullanılmasına çok kızıyorum
Kadının eli o plastik eldivenlerden daha temizdir
Aşağıdaki röportajı sıkılmadan okuyacağınıza
ve faydalanacağınıza inanıyorum
Tuvaletten Sonra En İyi Temizlik Nasıl Yapılır
İnsan Avucunun İçinde, Koruyucu Bakteriyeler Var
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji İnfeksiyon Hastalıkları
Bilim Dalı profesörlerinden Yaşar Bağdatlı
İslâmî tahâretlenmenin
en uygun yol olduğunu kaydederek
“en iyi temizlenme el ve su ile olur
İnsanın avucunun içinde
cildinde koruyucu bakteriler vardır” dedi
Son günlerde el temizliği konusunun
gündemde bulunduğunu hatırlattığımız
Prof. Bağdatlı tahâretlenme konusundaki
sorularımızı şöyle cevapladı
“El temizliği ile ilgili olarak
bazı endişelerden sıkça bahsediliyor.
El temizliği hakkında bizi aydınlatır mısınız”
“Elimiz dış dünya ile alâkamızı sağlayan
en önemli organlarımızdan birisi
Dış âlemle ilgisi deyince, yiyecek içecek ilişkisinden tutun
yazışma ilişkisine, tokalaşmalara
tuvalet sonra temizlik gibi bütün faâliyetlerde eller ön planda
Dolayısıyla
hastalıkların yayılmasında da en önemli uzuv olarak eli görüyoruz
Çünkü yiyecek içeceklerle temas halinde
Hastalık etkenleriyle temas ile hastalık etkenlerini alabiliyor
yine elimizi yüzümüze gözümüze sürmek sûretiyle elimizdeki
mikropların vücudun değişik bölgelerine geçişi sağlanıyor
Netice olarak görüyoruz ki
hayatın yüzde 60-70 oranını dolduran bir faâliyet organı
Bu kadar işleri gören bu kadar mikroplara bulaşan ellerimiz
aynı zamanda hasta olmadan yaşayan bir organizma
Bu nasıl oluyor, bunu açıklığa kavuşturmak lâzım.
Ehliyetsiz insanların konuşmasının da temelinde bu yatıyor
İnsan vücudunda öyle bir sistem var ki
yani Allah böyle yaratmış
her sisteme bir bekçi koymuş
Meselâ insanın elinde, avucunun içinde
cildinde ve diğer organlarında koruyucu bir bakteri var
Kendi sistemi içinde var
ve biz buna tıbbî adıyla flora diyoruz
Flora bakterileri yerleşik ve oranın sakinidirler
Görevleri de diğer hastalık yapan mikroplara karşı
vücudu korumaktır
Herkes zannediyor ki, “ben bir mikroplu şeye dokunursam
mikroplu bir şey yersem hasta olacağım.”
Bu yersiz bir düşünce
Düşününüz ki
insan vücudu hem içinden
hem dışından sayılamayacak kadar
mikroplarla haşir neşir her gün
Ve bizler sağlıklı olarak hayatımıza devam ediyoruz
Ayrıca, bağışıklık diye bir sistem var
bu da muhtelif şekilde işler
ve vücuda giren bir yabancı maddeye karşı
vücut bizden habersiz bir savaş veriyor
daha enteresanı bir yabancı mikropla
bir cisimle vücut karşılaşınca
o hâtıra hücreleri
bellek hücreleri de dediğimiz hücreler onları tanıyor
ve geldiğinde vücudu hemen harekete geçiriyor
Bir de sistemin belirli bir ısısı var
ve bunlar da ayrıca koruyuculuk yapıyorlar
Bu kadar koruyucu sistem varken
bazıları hemen bir mikropla karşılaşınca
“hasta olacağız” diye yaygarayı koparıyorlar
Eğer onların dediği doğru olsa
hiçbirimizin sağlıklı olmamamız lâzım
Eğer içtiğiniz suyu
yediğiniz bir meyveyi alıp mikroskobun altına koysam
o kadar mikrop göreceksiniz ki, kaynıyor
Ama hasta olmuyoruz elhamdü lillâh
Çünkü bunun mekanizması var
Bu kadar olumlu işleyen mekanizmayı yok gibi göstermek
tedirginlikten başka bir şey değil
Yani insanların huzurunu ve rahatını kaçırmaktır.
Bir de psiko-nevroz dediğimiz
insanların hastalık psikolojisi içine girmesine sebep oluyor
İnsan huzursuzluk içine girince de bir stres oluşuyor
Stres sonucu oluşan bazı maddeler var ki
bu bağışıklık sisteminin çalışmasını engeller
yavaşlatır
Günümüz insanında en çok gördüğümüz hastalık
sebebi stresler
1987’de uluslar arası kongrede
bir Fransız bu meseleyi gündeme getirerek
Müslümanların elle tahâretlenmelerini tenkit etti
Ben cevap verdim
ama tatmin edici değildi
Bunun üzerine bir araştırmaya giriştik
Hastanede 70 kişilik bir araştırma grubu aldık
Alınan grup içinde toplumun bütün seviyelerinden insan vardı
Bunların, tuvalet öncesi ve sonrası ellerini kontrol ettik
Bu kontrolde de temizlenme şekillerini de dikkate aldık
Baktık
elle temizlendikten sonra
yıkamadan önce ellerinde dışkıya ait mikroplar bol miktarda var
Eller yalnız su ile
ama oğuşturarak üç dakika yıkandığında
hastalık yapmayacak kadar az mikrop kalıyor ellerde.
“Peki sabunla yıkayınca”
“Sabun kullanılırsa
eller biraz daha temizleniyor
ama yine mikroplar tamamen yok edilemiyor
Ancak
dediğim gibi bu mikroplar hastalık yapacak kadar değiller
Bu kalan mikroplar da ellerdeki biraz önce bahsettiğimiz
flora bakterileri tarafından temizleniyor
%100 zeytinyağlı doğal sabunlar için Tıklayın
“Üç dakika su altında yıkanılması gerekir
dediniz; bu biraz uzun değil mi”
“Öyle ama, en idealini üç dakika olarak tesbit ettik
Yoksa bir buçuk, üç, beş dakikalarla da denemeler yaptırdık
ancak, sıhhatlisini üç dakikada bulduk
Bizim görevimiz faydalı ve zararlı olan yanları açıklamaktır
bunu herkes bilsin.
“Diğer temizleme maddelerinin üzerinde de araştırmanız oldu mu”
Tabii
piyasada temizlik için kullanılan bütün maddeleri tesbit ettik
Bizim en çok kullandığımız alkol var ki
bunun da yan tesirleri oluyor
Meselâ, eldeki yağ tabakasını eritiyor
yine elin korumasını yapan flora bakterilerini yok ediyor
bu da tabii mikroplara zemin teşkil ediyor
Yine alkolü el temizliğinde kullanırken
bunun devamlı olması gerekiyor
Ancak devamlı kullanımda da egzama tipinde
elde yaralar oluşuyor
Alkolden sonra
zefiran, savlon, lizol dediğimiz maddeleri denedik ve ilginçtir
bazılarının mikropları uzaklaştırmak yerine
mikrop ürettiklerini gördük
Şu anda biz ameliyathanelerde temizlik aracı olarak
“hipiserup” diye bir maddeyi alkol yerine kullanmaya başladık
Sabunlarla yaptığımız tesbiti de söylemem gerekir ki
mikrop bulaşmasında
bunların nasıl bir rolü oluyor diye araştırdığımızda
sabunların kendini temizleme özelliği
ve mikrobun bir başkasına sabun aracılığı ile
bulaşmanın olmadığı tesbit edildi.
“Tuvaletlerin yapısı da mikrop bulaşmasında önemli olmuyor mu”
Alafranga tuvalet dediğimiz klozet tipi oturaklı tuvaletlerden
çok hastalık bulaşıyor
Bilhassa insanların genital bölgesi dediğimiz yani
edep bölgesi ile ilgili hastalıklar
mantar hastalıkları, parazitler
varsa yaralar onların mikrobu o oturağa bulaşıyor
sonra da oraya oturanlara geçiyor
Bunu Batılılar da gördü
Meselâ Hutchinson isminde bir bilim adamı
basilli dizanterinin etkenini oturakta üretmiş.
Yine Nevton adlı bir başka bilim adamı da
tifo bakterilerinin 11 gün klozetlerde kaldığını tesbit etmiş
Şimdi Avrupa ev ve otellerinde
alafranga tuvaletlerinden kaçmaya başladılar
Bizde hayrettir alafranga sokulmaya çalışılıyor
Çok özel durumlar için portatifleri var ama
bir kişiye mahsus
Biz “umuma açık olan yerler için zararlıdır” diyoruz
Bir de fışkırtma su ile makat civarını temizleme şeklinin
mahzurları var
Yaptığımız araştırmada
bu şekilde temizlemenin olmadığını tesbit ettik
En sıhhatli temizlik ise önce kâğıt, sonra su ile temizlenilmesi
.(Yani direkt pisliğe elin süsrülmemesi)
Zaten hadis-i şerifte de taş artı su ile temizliği
makbul olarak tutuyor Peygamberimiz
Biz burada taşı denemedik
Arabistan’daki taşın özelliği vardır
Sıcak taşın hem radyasyon, hem ısı, hem mekanik etkisi var
Dolayısıyla taşla temizlik, sadece taşı sürmekle değil
Bez ile kurulanmayı da ben tasvip etmiyorum
Çünkü bez ince liflerden meydana geliyor
ve artıklar örgülerin arasında kalabilir
ve onları temizlemek zordur
En iyisi tuvalet kâğıdıdır
Tuvalet kâğıdının üzerine yazı yazılamadığı için
fıkhî bakımdan da câizdir.[1]
Bir paragraf öncesinde
bahsedilen konuyla ilgili hadis-i şerif şu şekildedir
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.s. Kuba ahalisine
“Allah, temizlik hususunda sizi övmektedir
Bu neden ileri geliyor” diye sordular
Onlar: “Biz dediler, istincada taşla suyu birleştiriyoruz
(önce taşla silip sonrasında da su ile yıkıyoruz)
” (Rezîn tahrîc etmiştir. İbn Kesir, c. 3, s. 456
İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Terc. 10/385)
(Tevbe sûresinin 108. âyeti, o zaman için
Medine’nin banliyösü durumunda olan
Kuba köyü ahalisi hakkında nâzil olmuştu
Âyet meâlen şöyledir
“Orada, arınmak isteyen insanlar vardır
Allah arınmak isteyenleri sever
” İşte bu âyet üzerine, yukarıdaki rivayette görüldüğü üzere
Resûlullah
“bu övgünün sebebi nedir” diye Kubalılara sormuştur
Onlar da, abdest bozunca önce taşla temizlenip
sonrasında su ile tahâretlendiklerini söylerler.
Bilindiği gibi, Muhammed Hamidullah
Paris’te yaşayan 20. yüzyılın büyük İslâm âlimlerinden biridir
Bu zât ile
içlerinde Hıristiyan
ve farklı inançlara mensup bir grup bilim adamı
İslâm Dini hakkında
tartışma için yemekli bir toplantıda bir araya gelirler
Tartışma, yemekten sonra yapılacak olmasına rağmen
katılımcılardan biri, bir sataşma ile
Hamidullah’ı ve müslümanları aklı sıra tahkir etmek için
şöyle der
“Hz. Muhammed
yemeği elleriyle yediği için
Müslümanlar da bunu sünnet kabul ederler, değil mi
Bu medeniyet çağında bu anlayışın yeri olabilir mi
” Hamidullah da, bunun üzerine der ki
“İsterseniz, tartışmayı bu konu üzerinde başlatalım
İlmî temellerle
ve laboratuvar deneyleriyle bu konuyu değerlendirelim
” Hep birlikte sevinerek bu teklifi kabul ederler
Hamidullah, yemeğe oturmadan ellerini sünnet üzere yıkamıştır
Sofrada da temiz kabul edilen kaşıklar vardır
Elini göstererek;“Beyler! der, Allah’ın yarattığı bu sağ kaşık
benim dışımda hiç kimsenin ağzına girmedi
Vücuttan çıkan doğal pisliklere de hiç değmez
her namaz öncesi olduğu gibi
her yemek öncesi ve sonrası sünnet usûlüyle yıkanır
Sizin kaşıklarınız ise, kimlerin ağzına girmedi ki
Yıkanması ve kurulanması
bir Müslümanın eli gibi hijyen kurallarına uygun değildir
Metal olduğu için üzerinde çok sayıda mikrop barındırır
benim elimin derisinde olduğu gibi koruyucu ve hastalık yapan
mikroplara karşı savaşçı flora maddesi de taşımaz
Masadaki kaşıkları ve benim sağ elimi tahlil ettirelim
hangisinde zararlı ve hastalık saçan mikroplar ne kadar çıkacak
Elimdeki mikroplar
daha çok çıkarsa tartışmayı siz kazanmış olacaksınız” der
İncelettirirler, netice İslâm’ın, sünnetin
ve dolayısıyla Hamidullah’ın kesin zaferiyle sonuçlanır
Hamidullah’ın eli
en temiz kaşıktaki mikroplarla mukayese götürmeyecek oranda
çok az ve zararsız mikroba sahiptir
[1] Mehmet Ali Eren’in Prof. Dr. Yaşar Bağdatlı ile
yapılan röportajından