MESSAGE FORUM 


BİLİM VE İSLAM İLE BATIL





BİLİM VE İSLAM İLE BATIL

FORUM İSLAMİYET RÜZGARI İSTANBUL

METİN YILMAZ HANCIOĞULLARI


Forumda bilim ve islam ile batıl konulu
Çok farklı paylaşımlar var
Bende islami konuları,bilimsel olarak açıklayan
Bazı alıntıları aşağıya paylaştım,okuyunuz
Forumda,bilimsel açıklamalar içeren yazıları
Yayınlamaya devam edeceğiz
Ancak,bu tür yazılara geçmeden daha önce
Burada bu konuyla,dolaylı ilgisi bulunan
Bazı fikir ve düşünceleri
Sizlere aktarmak istiyorum


Nefs ve Ruh,ikiside Rabbimizin yarattığı donelerdir
Bilim ve islam,yine aynı şekildedir
Ve Hak ile Batıl,yine aynı şekildedir
Rabbimizin tasarrufunda seyreden
Zerreden kürreye her şey gibi 
Rabbimiz tarafından yaratılan donelerdir

Dünya hayatında,tarih çizgisinde
Bazen Hak,bazende Batıl,ön planda karşımıza çıkmaktadır
Bu bir terazidir ve mutlak Rabbimizin bilgisi dahilindedir 
Müslümanların gayreti neticesinde
Bu terazinin dengesi
Rabbimizinde inayetiyle,sürekli bir değişim halindedir
İnsanlık ve müslümanlar hep birlikte
İslamın yükseliş ve duraklama dönemlerini yaşamaktadırlar
Çaba, gayret ve emek kimden geliyorsa
Rabbimiz verilen emeği,asla zayi etmemektedir
Çalışana,hak ettiği karşılığını vermektedir
Batıl emek veriyorsa,batıl ön plana çıkmaktadır
Müslümanlar emek veriyorsa,islam ön plana çıkmaktadır
Kıyamete değin,bu Hak-Batıl mücadelesi
Ve insandaki,Ruh-Nefs mücadelesi
Ve imtihan süreci,kesintisiz devam edecektir

Batıl,sürekli şekil değiştirmektedir
Firavun döneminde,kabalaizm olarak
Tevratın değiştirilmesi ile başlayan batıl dönem
Günümüzde siyonizm olarak karşımıza çıkmıştır
Ve islamı kuşatmış ve tesir altına almıştır
Önce bir çerçeve içine,hapsedilen islam
Siyonizmin istediği şekillerde,yeniden düzenlenmiş
Güncellenmiş ve dünyaya sunulmuştur
1897 yılında 1. siyonist kongresi ile
Tamamen dünya sahnesinde uygulamaya konulmuştur
Müslümanlar,Osmanlının yıkılışı ve arkasından
1. ve 2. dünya savaşları ile devam eden süreçte
Dünyaya siyonizm tarafından yayılan
Yeni siyonist islam modelleri ile uğraşırken
Siyonizm,dünyaya islamofobi sisteminide
Farklı şekillerde sunmaktadır 


Siyonizm,dünya hayatındaki bilim ve teknolojiyi
Tarih,sanat veya tıp gibi,gerçek ilimleri
Aslından ve amacından saptırarak
Kendi istedikleri şekilde,yeniden dizayn ederek
İnsanlığa sunduğu gibi
Bütün dinleri ve inanç sistemlerinide bozarak
kendilerine uygun hale getirerek
İnsanlığa sunduğu gibi
İslam dininide bozmuştur
Sahteleştirmiştir
İslamın aslında olmayan
Ve Peygamberimiz Hz.Muhammed sav 
Efendimizin döneminde olmayan
Hristyanlık,tevhid dini ikende,aslında olmayıp
Hristiyanlığada sonradan eklenerek
Hristiyanlığın bozulmasına ve aslından sapmasına neden olan
Mezhepler,tarikatler veya cemaatler gibi
Bölünmelerle başlayan
Yeni islam modelleri ile birlikte
Siyonizm
Dünyaya herşeyin sahtesini sunduğu gibi
İslamında sahtesini
Gerçek islam gibi,müslümanlara sunmuştur

Dolayısıyla,gerçek islama ulaşmak için
Siyonizmin çizdiği çerçevenin kırılması gerekiyor
Prof.Dr Necmeddin Erbakan
İslamdan bahsetmemiş ve sürekli siyonizmden bahsederek
İslamın yükselişi için
Siyonizm'in,önce ne olduğunun anlaşılması
Ve siyonizmin tuzaklarının deşifre edilmesi
Ve arkasından
İslamın gerçekte ne olduğunun anlaşılması için
Siyonizmle mücadele edildiği sürece
İslamın donelerinin,gün yüzüne çıkartılabileceğini belirtmiştir
Yani,islam bir taş duvardır
Siyonizm üzerini boya ile kapatmıştır
Boya kazınmadan,taş duvar ortaya çıkartılamamaktadır
Prof.Dr Necmeddin Erbakan 
Siyonizmle mücadele edilmesi içinde
Sadece dua etmenin yeterli olamayacağını
Bilim ve teknolojide,ilerleme kaydetmenin şart olduğunu
Anlatmak için çaba sarf etmiştir

Fakat bazı islami görüş sahipleri
Bazı tarikatler ve cemaatler
Sanki ortada,gerçek islam varmış gibi
Sürekli,siyonizmin çerçevesini çizdiği islamı
Gerçek ve yaşanan islam gibi lanse ederek 
Siyonizmi algılamaktan ve mücadele etmekten geri durarak 
Gerçek islamın ortaya çıkartılmasına
Engel olmuşlardır

Bu yüzden gerçek islam,hayata ve dünyaya hakim değildir
Dünyaya ve hayata hakim olan
Dolayısıyla,islamiyetinde sınırlarını çizen,siyonizmdir
Siyonizmin hakimiyetindeki bir dünyada
Kuran-ı kerimin ve Peygamberimizin örneklendirdiği islamiyet
Kendine var olacak zemini,bulamamaktadır
Ne zaman bilim ve teknolojide
Siyonizm kadar başarılı olabilirsek
Bilim ve teknolojide
Başarılı olduğumuz kadarda
Siyonizm ile mücadelede başarılı olabiliriz
İşte o zaman,önce siyonizmin kuşattığı batıyı
Siyonizmin kıskacından kurtararak
Önce,siyonizmin bize düşman ettiği batıyı
İslamiyete ve müslümanlara 
Düşmanlıktan vaz geçirerek 
Siyonizmle mücadelede mesafe kaydedebiliriz
Bu mücadelenin sonundada
Rabbimiz,bizlerin emeğini ve çabasını zayi etmeyecektir
Ancak,bu şekilde
 Gerçek islama yaklaşmaya hak kazanabiliriz
Siyonizm bilim ve teknoloji ile
Dünyaya hükmettiği sürece
Gerçek islam ve İslamın yüklelişi asla mümkün değildir


Bazı islami görüşteki insanların
Veya bazı tarikat ve cemaatlerin yaptığı gibi
Sadece,birbirimize Kuran-ı kerim ayetlerini
Ve hadisleri nakletmekle meşgul olursak
Siyonizmin boyadığı duvardan,boyayı kazıyamayız
Ve boyayı kazımadan
Boyanın altındaki,taş duvar olan,gerçek islamı göremeyiz
Siyonizmin,döşediği raydan, çizdiği çizgiden
İslamiyeti gerçek çizgisine oturtamayız,gün yüzüne çıkartamayız

Allah batılılarada,müslümanlarada akıl vermiştir
Müslümanların görevi,sadece islami ilimleri öğrenmek değildir
Bütün bilim dallarında
Eğitimli müslümanlar yetiştirmek zorundayız
İslamiyeti bilimsel olarakta
Batılılara açıklamasını bilmeliyiz
Batıyı ve bilimi kendilerine örnek alanlara
İslamiyeti ayet ve hadislerle açıkladığımız gibi
Bilimsel temelli örneklerlede anlatmak zorundayız
Yoksa,elbette Kuran ve Hadisleri
Bizler müslüman olarak 
Amenna ve saddakna deriz ve kabul ederiz
İlla bilimsel açıklamalara gerek duymayız
Ancak,bilimsel düşünen batıda 
Müslüman olmayan
Ama müslümanlarada düşman olmayan
İyi niyetli insanlar mutlaka vardır
Bilim ile kendine yol çizen insanlarada
Bilimsel çerçevede
İslamı anlatmak zorundayız
Müslümanlar,bu şekilde 
İslamiyeti anlatmaya başlamadan önce
Bilim ve teknolojide,ileri seviyelere gelmelidir
Örnek eserler üretmek zorundadır
Yoksa sadece telkin ile bu iş olmaz
Batılılar materyalisttir
Ve ilk etapta,madde olarak
Örnek görmek isteyeceklerdir 
Gördüklerinde ise
İslam ile savaşmak yerine
Canlı örnek insan görmek isteyeceklerdir 
Bunun içinde,önce örnek bilim adamları
Daha sonrada,bilim ile islamın birleşmiş halindeki
Örnek müslümanları yetiştirmek zorundayız

Ama tabi bu saydığımız şeyler
Bir taraftanda,siyonizm ile savaşarak
Gerçekleştirilebilir
Uzun vadeli bir plan ve proğram gereklidir
Yoksa şimdiki haliyle dünyada mevcut olan
Siyonizmin çerçevesini çizdiği
İslam,bilim,tıp veya tarih ile yola çıkarak
Gerçek islam,bilim,tıp veya tarihi ortaya çıkarılamaz
Öncelikle siyonizm tarafından zehirlenmiş olan
Dünyaya,insanlığa ve müslümanlara zarar veren
Tarih,edebiyat,tıp,islam ve bilim
Siyonizm zehrinden temizlenmelidir
Öncelikle devlet ve müslümanlar 
Tüm islami kurum ve kuruluşlar
Aynı amaç için
Birleşmeli ve birlikte hareket etmelidir
Daha sonra,tüm dünya devletleriyle bir araya gelinerek
Siyonizm mikrobu,dünyadan temizlenmelidir 
Konumuza daha sonra devam edeceğiz
Şimdi yayınlayacağımız bilimsel yazılara
Bir kaç örnek verelim
Daha sonra yine
Bilimsel temelli yazı örneklerini vermeye
Devam edeceğiz



ANTERIOR  & DECADENCE

AHMET YUNUS SELİMOĞLU

FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ 

İSTANBUL 2008 
 


Aneterıor & Decadence isimli bir yazı okumuştum

Çok ilgimi çekmişti
Bunu konu olarak

Buraya monte etmemdeki sebep ise
Bir 
varsayımdan öte
Bizim Müslüman olarak

Amenna ve sadakna diyerek kabul ettiğimiz
Her türlü 
İslami Realitenin
Bir bilimsel karşılığınında olabileceği 
fikridir  
Anterıor & Decadence başlığının Türkçe manası
Öne yıkılış 
anlamına gelmektedir
bu yazıyı okuduğum dergiyi hatırlamıyorum
Ama muhteviyatını buraya aktarınca
aslında ne kadar
Önemli bir konu olduğuna

sizde hak vereceksiniz umarım

Amerikalı Müslüman Jeoloji uzmanı

Frıedrısch Robert Capton isimli bu uzman

aynı zamanda İslami realite ölçüsündede

Müslüman olduktan sonra çok incelemeler yapmıştır

bu dergideki yazıda şu konudan bahsediyor

Camiye girerken sağ ayakla girilmesinin

ve çıkarken sol ayakla çıkılmasının

Tuvalete girerkende sol ayakla girilmesinin

sağ ayakla çıkılmasının islami ve Bilimsel bir

gerekçesinin olabileceğinden bahsediyor

şimdi aşağıda bu konuyla ilgili bazı linkleri 

okumanızı istiyoruz daha sonra konumuza

devam edeceğiz

http://www.muhakeme.net/tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-t9004.html

http://www.forumvadisi.com/islamiyet/342182-tuvalete-sol-ayakla-girilir-euzu-besmele-cekilir-cikista-sag-ayakla.html

http://www.mumsema.com/ahlak-iyi-ve-kotu-ahlaki-soru-ve-cevaplari/61704-tuvalete-niye-sol-ayakla-girilir-ve-euzu-besmele-cekilir-cikista.html

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=67336

http://sorularlaislam.blogcu.com/sunnete-uymanin-onemi_2639573.html

http://www.sanalda1numara.com/forums/gunun-belli-zamaninda-okunacak-dualar/28159-camiye-girip-cikarken-okunacak-dua.html

http://www.mumsema.com/sohbet-muhabbet/80192-mescid-adabi-caminin-icinde-ve-disindaki-adaplar-istek.html

http://www.mehmetalidemirbas.com/detay.asp?Aid=4300

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3605

http://forum.ilkvahiy.net/f134/iste-unuttugumuz-sunnetler-23585/

şimdi konumuza devam ediyoruz Amerikalı Müslüman uzman

Frıedrısch Robert Capton un yazısından bazı aklımda kalan

kısa anektodları aktarıyorum

Uzman Robert Capton yazısında

pusulanın ibresinin sürekli kuzeyi göstermesinin

Dünyanın kuzey kutbundaki buz dağlarının altındaki

manyetik kayaların varlığından kaynaklandığını

ve Dünyanın yerçekimi ile bunun bir denge oluşturduğunu

ve ayrıca dünyanın iç-ortasında bulunan denge merkezinin

depremlerde sol zemini bozuk olan üçgen piramit şeklindeki

binalarında yıkılışlarınında

ön tarafa olmasını sağladığından bahsediyor 

İnsanda ise beyinciğin altında bulunan bir denge merkezinin

bulunduğunu ve psikomotorik olan bu denge merkezinin

insanın dengeli yürüyüşünü

yada her hangi bir sebeple bu insandaki denge merkezinin

kısmi bir devre kesikliğiyle görev yapamadığında vücudun

daha doğrusu insanın belli bir tarafa yıkılışını

sağladığından bahsediyor

İnsanın kalp ve sinir sisteminin ve damar yoğunluğunun

solda oluşu yüzünden

bu denge merkezinin kısmi devre kesikliğinde

vücudun ilk sol tarafının etkilendiğini

ve yıkılış yönününde sol tarafa olabileceğini

veya vücudun sağ tarafında kalp sinir sitemi

ve damar yoğunluğunun sol taraftaki kadar

yoğun olmaması yüzünden ilk önce sağ tarafın

direnişinin yok olarak sağa yıkılabileceğini

sağ ayağın öne atılarak

depremde sol zemini bozuk üçgen piramit  şeklindeki

veya iskelet yapısının ona benzer 

binanın öne yıkılışı gibi 

yıkılışın ön tarafa olacağından bahsediyor

ve sağ ayağın öne atılmasıyla

insanın neden ön tarafa yıkılmasının sağlanmaya

çalışıldığınıda şu şekilde açıklıyor

Camiye Müslümanlar ibadet etmek için girerler

Allah c.c Camiye girerken veya çıkarken baygınlık

veya sara gibi herhangi bir sebeple bu denge merkezinin

kısmi devre kesikliği dolayısıyla insanın yıkılışı sonucunda

zarar görmemesini düşünerek bunu bir

Sünnetullah ve İslami Realite olarak bize bahşetmiştir yazıyor

çünkü Caminin içi halı veya kilim gibi yumuşak malzemelerden

oluşan yumuşak zemindir ve insan camiye girerken öne yıkılırsa

Caminin içine yıkılacaktır ve yumuşak zemine çarpan

kafa veya bedeni zarar görmeyecektir

dışarıya yani geriye yıkıllırsa 

Caminin dışı kalebodur veya taş gibi

sert malzemelerden oluşan bir zemine sahip olduğundan 

insanın yıkılışının sonucunda

kafa veya bedeni sert zemine çarparak hasar görebilecektir

bunu engellemenin tek yolunun sağ ayakla camiye girilerek

ve üçgen piramit şeklini alan vücudun bu yıkılışının

ön tarafa olmasının gerçekleştirilerek

hem Sünnetullaha ve Allahın esaslarını koyduğu

İslami Realite hükmüne uymuş olmak 

hemde Allaha ibadet için gelen

insanın bedeninin zarar görmekten korunduğundan bahsediyor

Camiden çıkarken ise sol ayağın öne atılarak yıkılışın geriye

yani caminin içine kısacası yine yumuşak zemine yıkılışının

sağlanması için bu şekilde hareket edilmesi gerektiğinden bahsediyor

Tuvalete girerken ise caminin tam tersine girişin

sol ayakla yapılmasıyla yine yumuşak zemine yıkılışın sağlandığını

çünkü sert  zeminin tuvaletin içinde kalebodur veya fayans şeklinde

olduğunu yumuşak zeminin ise halı veya kilim gibi dışarıda

olduğundan bahsediyor  

sonuçta biz Müslümanlar İslami Realite hükümlerine

Amenna ve sadakna diyerek uyarız belki bu tür bilimsel

açıklamalara ihtiyacımız olmayabilir Kuran- Kerim de

Müteşabih ve Muhkem ayetlerin tümünün yine bizim 

iyiliğimiz selametimiz felah ve kurtuluşumuz için

nüzul ettiğini düşünürüz ve Müteşabih ayetler

Bilimsel makalelerle zaman içinde açıklanır

ve her açıkladığı dönem ve devirde mutlak doğruluk ilkesini taşır

ve Kuran- kerim her devir ve dönemde

değerinden anlamından bir şey kaybetmeden

tüm devirlerde üstünlük ve hakimiyetini

bu mucizevi yapısıyla devam ettirir



SOL EL VE KALP 

SELAHATTİN MURAD AYDINCANLI 

FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ 

İSTANBUL 2008

Daha önce " İslamiyet Yolundayız İstanbul " Forumda 
Dini olarak açıklamaları  yapılan,bazı konularda
Bilimsel olarakta açıklamalar içeren,bazı yazılar paylaşmıştık
Bugün sizlere farklı bir konuda 
Bir kaç anektod aktaracağım 
" SOL EL VE KALP " başlığını,konu başlığımız olarak seçtik
Daha önce " Left Hand Clean " isimli bir konu 
Ve Amerikalı Müslüman Profesör 
Mıchael George Samnıck ile
New Mexıco Health Power 2000 isimli 
Dergideki alıntıdan bahsetmiştim
Aynı derginin başka bir sayısında 
Yine aynı Profesörün 
" Statıc Electrıc And Hand " isimli makalesinden 
Kısa bir kaç anektod özetleyeceğim 

STATIC ELECTRIC AND HAND
  
Profesör Mıchael George Samnick,yazısında  
Sol el ile yemek yenmesinin,haram olması ile ilgili 
Farklı bir bilimsel açıklama aktarmış
Bizde sizlere kısaca bunu özetleyelim  

" Vücudumuzdaki her çalışan eklem
Ellerimiz ve ayaklarımız 
Bir mekanik alet gibi çalışır
Bu çalışma sistemi 
Yine vücuttaki mevcut,potansiyel elektrik akımının
Şiddet ve frekansınında sürekli değişmesiyle çalışır
Tüm organların hareketinde,aynı sistem mevcuttur 
Duyu organlarımızı kullanarak  
Maddelerin varlığını algılıyoruz
Örneğin göz ile görüyoruz 
Ellerimizle dokunarak,maddelerin sıcaklık veya soğukluğunu 
Katılık veya sıvılıklarını algılıyoruz 
Aslında bu algılama olayı 
Duyu organlarından maddeye yönlendirilen 
Vücuttaki her zaman mevcut olan potansiyel enerji ile 
Maddelerin kendi bünyelerinde,var olan enerjinin
Tepkimeye girmesiyle oluyor  
Sol ve sağ elimizi kullanırken
Cisimlere dokunurken 
Her türlü katı,sıvı veya gaz olan maddeden
Mutlaka bir potansiyel elektrik akımı,bize geçiyor 
Maddenin atom molekül yapısına göre 
İletkenlik veya yalıtkanlık kat sayısına göre
Şiddeti değişen bir " Statik Elektrik " bize geçiyor
Dokunulan sol el veya sağ el fark etmiyor
Her ikisinide kullanırken 
Statik elektrik akımı,bize anında ulaşıyor

Saçımıza sürdüğümüz tarakta
Arabadan indiğimizde, tuttuğumuz kapı kolunda
Televizyon ekranına elimizi sürdüğümüzde
Üstümüze giydiğimiz,yünlü kazağımıza dokunduğumuzda
Yemek yerken,elimize aldığımız metal kaşık veya çatal ile 
Kısacası,elimizle her türlü maddeye dokunduğumuzda 
Statik elektrik oluşuyor ve vücudumuza geçiyor 
Peki bu vücudumuza,dokunmayla birlikte 
Anında geçen statik elektrik akımı 
Bazı organlara,zarar verirmi diye düşünülecek olursa
Saat gibi çalışan ve ritmik bir düzeni bulunan 
Kalp ilk akla gelen organlardan birisi olacaktır
Kalp nasıl çalışır diye,bir soru geliyor akla 
Kalbin hareketi,anlık genişleme ve daralma iledir 
Bu hareketi sağlayan ise 
Vücutta her zaman mevcut olan,elektrik akımının 
Düzenli bir şekilde,anlık olarak şiddetli veya zayıf frekanslarla
Kalbe iletilmesiyledir 
Bu ritmik düzen bir şekilde bozulduğunda
Kalp ameliyatı ile takılan elektronik pil 
Bu işlevi görerek,aynı düzenli akımı kalbe iletmektedir 
Sol ile yemek yemeği alışkanlık haline getiren birisi için
Sol elini kullanırken,vücuduna aldığı statik elektriği
Kalp vücudun solunda olduğundan dolayı 
İlk ulaştırdığı ve etkileyeceği organ,kalp olacaktır 
Kalp kendi hareketini sağlayan,elektrik akımının
Şiddet ve frekansının dışında 
Ritmik düzenine,sürekli dışarıdan müdahele eden 
Bir farklı ve düzensiz bir statik elektrik akımının etkisiyle
Dengesini kaybedecek
Saat gibi çalışan,ritmik düzeni,zaman içinde bozulacaktır
Ve kalp,düzenli şekilde çalışamayacaktır 
Bu yüzden yemek yerken,sol elin kullanılmaması gerekir "

Aşağıya " Statik Elektrik " ile ilgili bir yazı alntıladık okuyunuz

https://www.kontrolkalemi.com/forum/konu/v%C3%BCcuttaki-statik-elektri%C4%9Fin-lamba-yakmas%C4%B1.1515/

STATİK ELEKTRİK 


Bilindiği gibi iki cismin sürtünmesi ile oluşan durgun elektrik yüküne elektrostatik yük denilmektedir. Daha açacak olursak, elektronların atomlar arasında hareket etmesiyle ortaya çıkan enerji olarak düşünülebilir. Buradaki hareket, elektronların çekirdek etrafındaki hareketi değil, farklı atomlar arasındaki hareketidir. Statik elektriğe en büyük örnek olarak yıldırım verilebilir. Kısacası statik elektrik; katının katıya, sıvının katıya veya iki sıvının birbirine sürtünmesi sonucu oluşan, genel olarak bir işe yaramayan ve zaman zaman arklar şeklinde boşalan elektrik enerjisidir. Bu boşalma genel olarak kontrol altına alınamaz ve statik elektrikten faydalanılamaz. Ancak; Bu kontrolsüz güç çok önemli bir yangın çıkış sebebidir. Endüstriyel ve ticari işlemlerde, yangın riskinden dolayı statik elektriğin büyük bir önemi vardır. Endüstriyel ve ticari işlemlerde statik elektrik; transport işlerinde, konveyör bantlarında, kaplama işlemlerinde, örtme ve doldurma işlemlerinde, basım ve matbaa işlemlerinde, karıştırma işlemlerinde ve sprey uygulamaları gibi birçok yerde görülmektedir.
Statik Elektrik Nasıl Oluşur diye sorulacak olursa 
İki farklı yükteki malzeme birbirine değdiği zaman bir elektron transferi meydana gelir. Bunun sonucu bir malzemede negatif yük fazlalığı öteki malzemede pozitif yük fazlalığı gözlenir ve iki malzeme birbirinden ayrılırsa, her birinde artık yükler kalır. Bu olaya elektrostatik yüklenme denir. Statik elektrik; Toz metal parçacıkların pnömatik konveyörlerden geçmesi esnasında, buhar/hava ve gazların borular içerisinde taşınması sırasında, konveyör bantlarının kendi hareketi sırasında, herhangi bir taşıtın hareketi sırasında, birbirine değen yüzeylerin hareketleri sırasında, kısaca her harekete bağlı olarak statik elektrik oluşabilir. Her hangi bir madde statik elektrik ile yüklenmişse, her zaman buna eşit miktar ama zıt işaretli yükler ortamda bulunur. Yüklenmenin sona ermesi ile artık yükler birbirini dengelemeye başlar. Yük boşalması işlemi, yüklü maddenin direncine ve topraklama durumuna bağlıdır. Plastik malzemeler için bu yük boşalması saatler hatta günler alabilirken, gaz/buharlarda yük boşalması(deşarj) diğer sıvı ve katı maddelere göre daha süratli olur. Bu nedenle, gazların deşarjı sırasında bir yangın oluşması ihtimali daha fazladır. Yanıcı gazlar ile işlem yapılırken daha dikkatli olmak gerekir. Ayrı ayrı bulunan pozitif ve negatif yüklerin aniden birleşmesinden yangın ve patlamalar meydana gelebilmektedir. Elektrik yükleri tek başlarına bir patlamaya ve yangına sebebiyet vermezler.
Ortamdaki nem oranı arttıkça statik enerji miktarı azalmaktadır. Statik yüklenmeler yüksek voltaj değerlerinde olduklarından bazen görünür hale de gelebilirler. Işığın görünür hale gelebilmesi için en az 6000–7000 Volt civarında olması gerekir. Yani manyetolu çakmaklardaki görünür ışık yaklaşık 7000 Volt'luk değerde atlama yapan statik yüktür. Statik yükün voltajı fazla olmasına karşın, akımı çok zayıftır. Çıplak ayakla halı üzerinde yürürken ayakların karıncalanması statik yüktendir.
İnsan vücudu bir direnç oluşturduğu kadar bir kondansatör görevi de yapar. İnsanların almış olduğu/yüklendiği statik elektrik hem sağlıklarına hem de kullanmış oldukları elektronik cihazlara zarar verir. Elektronik cihazları kullanma ve taşıma esnasında teknik personeller bilerek ya da bilmeyerek üzerindeki statik elektriği devre elemanlarına boşaltmakta (elektrostatik deşarj) o ekipmanları kullanışsız hale getirmekte ya da ömürlerini azaltmaktadır. Teknoloji ilerledikçe daha hassas elektronik malzemeler üretilmekte ve hassas bu küçük malzemeler statik yük önlemi olmadan dokunulduğunda kolaylıkla bozulabilmektedir. Bu nedenle cihaz tamiri üretimi ve benzeri görevlerin yapıldığı tesislerin girişlerine statik yükü boşaltıcı statik elektrik levhaları ve topraklama sistemleri kuruludur. Buralarda çalışan kişiler içeri girmeden önce ellerini bu statik yük boşaltıcı sisteme sürerek statik yüklerini boşaltır ve o şekilde çalışmaya başlarlar. Benzer sistem benzin istasyonlarında da vardır. Benzin boşaltımını yapacak olan tankerler topraklama maşası veya topraklama tamburu ile önce üzerlerindeki statik yükü boşaltırlar daha sonra yakıt boşaltım işlemini yaparlar. Bu örnekleri bu şekilde çoğaltmak mümkündür. İşin bilimsel yönünün dışında statik yükün insanda strese yol açtığı da bilinmektedir.
Yağmurlu havalarda bulutlar pozitif veya negatif yüklü statik elektrikle dolarlar, yeryüzünün zıt yüklü olduğu anlarda yeryüzünden bulutlara, bulutlardan da yeryüzüne elektrik atlar buna yıldırım adı verilir. Eğer bu elektrik atlaması buluttan buluta ise o zaman şimşek adını alır. 

SOL İLE YEMEK YEMENİN DİNSEL HÜKMÜ

https://www.yeniakit.com.tr/haber/sol-elle-yemek-yemek-haram-midir-227399.html

Allah insanın organlarını pek çok hikmetlerle yaratmıştır. Bu nedenle akıllı ve şuurlu bir varlık olarak yaratılışımızdaki bu hikmetlere uygun olarak yaşamalı ve organlarımızı da o şekilde kullanmalıyız. Bu hikmete en uygun yaşam biçimini peygamber efendimiz (sav) de görmekteyiz.

Hiçbir insan solak olarak doğmaz. Sol elini kullanma alışkanlığı çocukluktan itibaren anne ve babanın dikkatsizliği neticesinde çocuklarda gelişir. Çocuklar ellerine yemek için bir şey aldıklarında anneler ve babalar çocuğun o esnada hangi elini kullandığına dikkat etmezler. Çocuklar da zamanla bu şekilde solak olarak büyürler. Zaman ilerledikçe de bunu değiştirmek zorlaşır.

Solak olmak, sol elle yemek yemek ve su içmeye mazeret teşkil etmez. İrade ve azimle bu değiştirilebilir. Neticede kullandığı bir eli felç olan bir insanın zamanla diğer eli ile işlerini gördüğünü ve kullanmaya başladığını çevremizde görüyoruz. Demek bir kişi isterse bu alışkanlığını değiştirebilir.

Peygamber efendimiz (sav) sağ eli yemek ve içmekte sol eli de taharette kullanmış ve bizlere de bunu öğütlemiştir. Bu nedenle sağ elle yemek ve içmek ve sol elle de taharette kullanmak sünnettir. Zaruret olmadıkça bunun aksini yapmamak gerekir.

Ömer ibn. Ebi Seleme Peygamber fendimiz (sav) den bununla ilgili şu hadisi naklediyor. “Resulullahın terbiyesinde bir çocuk iken bir gün yemek esnasında elim tabağın her tarafını dolaşıyordu. Resulullah sav beni şöyle uyardı: ‘Evlât Bismillah de, sağ elinle ve önünden ye’ Ben Resulullahın bu uyarısından sonra hep öyle yedim. - Buhârî, Et’ime

Bu konu ile ilgili yine İbni Ömer (ra)’ın rivayet ettiği bir hadis şöyle:

‘Sizden biriniz sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer.’Müslim -Eşribe


https://zeynep-sofi34.tr.gg

 
 


EPİLEPSİ VE CİNLER 

AHMET YUNUS SELİMOĞLU

FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ 

İSTANBUL 2008 

 



Epilepsi ve Cinler arasında bir bağıntının

olabileceği konusunda

geçen sene bir yazı okumuştum
 
aklımda kaldığı kadarıyla bazı 

önemli anaktodları aktarmak istiyorum
 
Epilepsi

kısaca beyindeki elektirik akımlarının düzensizliği

olarak görülmektedir bu konuyla ilgi alttaki linkleri tıklayarak

Epilepsi ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz

sonra konumnuza devam edeceğiz

http://tr.wikipedia.org/wiki/Epilepsi

http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/noroloji/epilepsi.htm

http://www.epilepsiveben.com/

http://www.turkepilepsi.org.tr/

http://www.tumgazeteler.com/?a=2292980

http://www.novartis.com.tr/Default.aspx?sayfa=ta_epilepsi

http://epilepsi.uzerine.com/

http://www.hekimce.com/index.php?kiid=3197

http://www.benbigun.com/96-buyuk-nobet-grand-mal-epilepsi.htm

http://www.mutlusepet.com/index.php?do=catalog/product&pid=38580

http://www.dogaltabip.com/product.php?id_product=65&gclid=CNTv6uXq4JkCFYUSzAodWzFVrw

http://www.saygi.com.tr/Default.asp?sayfa=icerik.asp&rq=251

Üstteki linklerde epilepsi ile ilgili ayrıntılı bilgileri okudunuz

şimdi konumuza geri dönüyoruz

Epilepsi ve Cinler arasındaki bağıntıyı açıklamadan önce

Cinler ile ilgili aşağıdaki

linkleride okuyarak bilgi sahibi olunmalıdır

daha sonra yine konumuza geri döneceğiz 

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687

http://www.ilahi-tr.org/genel-dini-konular/9934-cinler.html

http://www.supermeydan.net/forum/forum356/thread35246.html

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/akik/yaratilis.htm

http://www.alternatifforum.org/archives.php/a%EF%BF%BD%C5%93melekler---cinler---%C5%9Eeytan---sonsuz-say%C4%B1da-evrena%EF%BF%BD%20/9398

http://www.islamciyiz.com/blog/cinlerin-varliginin-ispati.html

http://www.defineyolu.com/cin-carpmasi-nasildir-t765.html?s=921cbbeb97a054ef25f44949fcf168ed&

http://www.scribd.com/doc/11441655/Ruh-nsan-Cin

http://www.butunmedyumlar.com/cin_carparmi.html

http://www.lafci.com/cinler-ruhani-varliklar/22190-ufolar-ve-uzaylilar-aslinda-cin/

http://www.sufizmveinsan.com/fizik/enerjimelek2.html

http://www.zehirli.org/cinler/cin-carpmasi-nasildir.html

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=13296

http://www.parapsikoloji.org/viewtopic.php?f=1&t=467&view=unread

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=1579

http://www.izafet.com/islam-ve-insan/85195-cinlerden-korunma.html

http://www.xdosyalar.com/html/cinkur.asp

http://www.dini-bilgiler.com/kategorilenmemis/buyuden-ve-cinden-korunmak-icin.html

http://www.lahuti.com/forum/cinden-korunma-duasi-30533.html

http://buyudenkurtulmak.blogcu.com/cinlerin-etkisinden-kurtulmak-icin_1104031.html

http://www.ilahi.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=9642

Üstteki linklerde Cinlerle ilgili konuları

ve cinlerden korunmak için gereken
ayetleri ve duaları okudunuz

şimdi ana konumuza geri dönüyoruz

Epilepsi denilen hastalığın çeşitli 

türlerinde dikkati çeken noktalar 

nelerdir 

Beyindeki elektrik akımlarının 

düzensizliğine

neden olan faktörler nelerdir 

Bu konuda üstteki Epilepsi ile ilgili 

linklerde bazı bilgiler aktarılmıştır

fakat şu önemli noktaya temas etmek 

istiyoruz 

ve burada

 Alman asıllı Amerikalı Müslüman

Wolf Chrıstoffer Weıter isimli Nöroloğun 

New-York Healty Club isimli 

ingilizce dergide yayınladığı 

makaleden tercümeyle alıntı yaparak 

dergisine koyan bir editörün 

yazısından bazı anektodları özetle şöyle
aktarıyoruz 

" Epilepsi vakalarında beyindeki elektirk akımlarının

düzensizliğine sebep olan

yani beyindeki enerjinin potansiyeline  etki eden

dışarıdan bir enerji kütlesinin var olabileceğide düşünülürse

Bu etki eden enerji kütlesinin

Cinler olabileceği varsayımı

çok kuvvetle muhtemel bir Realite olarak

karşımıza çıkmaktadır

Çünkü Cinler enerjiden oluşan varlıklardır

ve bu enerjiden oluşan kütleleriyle farklı enerjisel kütlelerle

temas halinde olabilirler

Beyindeki enerjiyede bu bağlamda müdahale etmeleri

gayet mümkündür  " demektedir 

Wolf Weıter 

aklı-selim olarak bizde düşününce ve bu teorinin yanlış olmasından ziyade

doğru olabileceği

yukarıdaki metinlerden elde edilen bilgilere görede kuvvetli

bir olasılıktır

ve yanlışlığını kanıtlayacak bilgiden çok

doğruluğunu kanıttlayacak argüman

yukarıdaki linklerden elde edilen genel bir kanı

ve bilimsel-teoriksel bir sonuçtur  


NAZAR VE BAŞÖRTÜSÜ 

AHMET YUNUS SELİMOĞLU

FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ 

İSTANBUL 2008 


Nazar ve Başörtüsü arasında  bir bağıntı varmıdır 

Başörtüsü Nazarı engelleyebilirmi veya etkisini hafifletebilirmi

bununla ilgili bir dergide yazı okumuştum

ve oradan hatırladıklarım ve aşağıda linkleri görülen

Dini ve Bilimsel metinlerle

bu konu hakkında bazı anektodlar aktarmak için

bu konuyu yazıyorum

Dergiden hatırladıklarım Amerikalı Müslüman Nöro-Psikolog

Wıllıams Mc Johnson isimli bir bilim adamının

eşi ile birlikte Başörtüsü kullanarak

ve Başörtüsü kullanmayarak yapılan deneyle

Elektroensefalografi testlerine dayanarak

Başörtüsünün Nazarın etki gücünü kırdığı varsayımına ulaştığıdır

Bu bir Bilimsel teoridir

fakat bütün Bilim ve Din eksenli çevreler tarafından bu teorinin kabul edilmesi için

belki daha bir çok araştırma yapılması gereksede

aşağıdaki konu metinleriyle birleştirilince bunun bir varsayımdan öte kanıtlanması an meselesi olan bir Realite olduğu ortaya çıkmaktadır

Bu dergideki yazıdan hatırladıklarımla birlikte önce Nazar nedir bu konuyla ilgili  Dinsel ve Bilimsel tesbitler nelerdir aşağıdaki linkleri tıklayarak okuyalım ve konumuza geri dönelim 

Nazar ile ilgili bilimsel ve Dini içerikli metinler aşağıdadır tıklayarak okuyunuz

http://www.nedirnedemek.org/nazar_nedir

 

http://www.izafet.com/ayet-hadis-ve-dualar/18865-nazar-nedircgercekmidirc.html

 

Parapsikoloji dilinde “Psikokinezi” denilen nazar, yani göz değmesi bir çeşit büyülemedir. Baktığımız kişilerden veya eşyalardan çok defa gözlerimizi alamadığımız olur. Gözler ruhi fonksiyonları ve beyin gücünü en rahat ve en tesirli şekilde kullanabildiğimiz organlarımızdır. Bilim adamlarının da tespit ettikleri gibi, göz yoluyla bir çeşit hipnoz olayı gerçekleşmektedir. Yılan, fareyi, kuşu veya diğer avlarını böyle yakalar. Gözlerinden gönderdiği zehirli şualar yoluyla avının beyin fonksiyonlarını bozmakta ve talihsiz av, bir anlık göz göze gelmenin bedelini hayatiyle ödemektedir. İşte aynen insanlar için de geçerli olan bu husus, göz yoluyla karşı tarafa zarar verebilmektedir. Bir kısım gözlerin nazar konusunda daha etkili olması da saydamlığının fazla olması ile ilgili olsa gerektir. İnsan özellikle kıskançlıkla ve kötü niyetle, yani kem gözle bir şeye baktığı zaman daha çabuk zarar verebilir. Bu yüzden kişinin beğendiği bir şeye ısrarla bakması halinde ona, “Allah dilemezse hiçbir şey olmaz” anlamına gelen “Maşaallah” veya “Allah’ın bereketi üzerine olsun anlamına gelen “Barekallah” demesi tavsiye edilmiştir. Göz değmesi hakkında rivayet edilen hadisler, bunun hak ve gerçek olduğunu açıklığa kavuşturmakta ve nazara karşı yapılması gereken hususları da ortaya koymaktadır. Yani nazar, bazılarının zannettiği gibi “Batıl” bir inanç değil, hak ve gerçektir. Buhari, Müslim ve Ebu Davud’un İbn Abbas’tan rivayet ettikleri bir hadisi şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Göz değmesi haktır. Eğer kaderi (delip) geçecek bir şey olsaydı, bu, göz değmesi olurdu.” (1) Hz. Aişe (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber (s.a.v)’in, “(Göz değmesinden) Allah'a sığının. Zira göz değmesi haktır.” buyurduğu nakledilmektedir. Yine Sahiheyn ve Ebu Davud'da Ebu Hüreyre (r.a)'tan: "Rasulullah (s.a.v)’in: "Göz değmesi haktır" dediği rivayet edilmiştir.”(2) Ebu Davud’un Hz. Aişe (r.a)’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte ise, gözü değen ve kendisine göz değmesinin zarar verdiği kimselere ait yapılacak işlemden bahsedilmektedir: “Gözü değene (ain) abdest alması emredilir, onun abdest suyu alınır, bununla göz değmesine uğrayan (main) yıkanırdı.”(3) Ayrıca, Kalem suresinin 51. ve 52. ayetlerinin de nazara karşı tedavi edici özelliğinin bulunduğu söylenmektedir. Nazardan korunmak için en sağlıklı yol dua etmek ve yukarıda Hz. Aişe validemizden nakledilen hadise göre hareket etmek gerekir. Yoksa nazar boncuğu, öküz boynuzu, at nalı, sarımsak vs. gibi, halk arasında yaygın olan batıl inançlara itibar edilmemelidir. Bunların hepsi yasaklanmıştır. (1) Müslim, Selam 42, (2188); Tirmizî, Tıbb 19, (2063). (2) Buhari, Tıbb 36, Libas 86; Müslim, Selam 41, (2187); Ebu Davud, Tıbb 15, (3879). (3) Ebu Davud, Tıbb 15, (3880).

Kaynak: 

 

nazar nedir?gerçekmidir? | izafet.net
Copyright ©izafet.net




http://www.teknobilim.net/index/index.php/content/view/31/45/

 

http://www.buldun.com/YusuF/1018/

 

http://www.islamiyet.gen.tr/nazar.php

 

http://www.islamiyet.gen.tr/dualar/Nazar_Duasi.php

 

http://www.trendkadin.com/kadin-saglik/genel-saglik/nazar-nedir

 

http://gizliilimler.tr.gg/Nazar-Nedir-f-.htm

 

http://www.ilahi-tr.org/59125-post1.html

 

http://sevde.nl/ruya/burc/8.htm

 

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687

 

http://www.gencgelisim.com/v2/content/view/127/2/

 

http://www.canlibilimi.com/biyoenerji-nedir.asp

 

http://www.webhatti.com/genel-sohbet/212341-nazar-nedir-gercekmidir-nazardan-korunma-yollari.html

 

http://www.forumpaylas.net/genel-kultur/16080-nazar-nedir.html

 

http://ufoss.com/nazar-nedir-duasi-nazarlik-takmak-islamin-ruhuna-aykiri-mi/

 

http://www.alemim.net/forum/merak-edilen-sorular-ve-cevaplari/19794-nazar-nedir-gercekmidir.html

 

http://www.turkforum.net/showthread.php?t=95532

 

http://www.ihvanforum.org/dua-lar/4668-nazar-nedir-ve-nazar-dualari/

 

http://www.dualar-zikirler.com/index.php?bno=11&yno=72

 

http://www.kesfetmekicinbak.com/atlasdan/bumerang/00578/

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2687

Üstte  Nazarın ne olduğu  ve Nazardan korunma ile ilgili ayetlerle

Bilimsel ve Dini içerikli metinleri okudunuz

Nazar aslında göz değmesi,görüş-bakış açısı veya Bilimsel ifadeyle Psikokinezi veya İnterradial-Reactıons yani ışınlar arası tepkime gibi anlamlara gelen bir ışın etkisi ve geri tepkisi prensibine dayalı bir olaydır

Göz ve gözün yapısı ve görme olayının nasıl gerçekleştiğine ilişkin alttaki linkleri tıklayarak okuyunuz

http://www.baktabul.com/389998-post1.html

 

http://fengrup.blogspot.com/2007/12/gz-resimleri.html

 

 

http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=g%C3%B6rme+olay%C4%B1&revid=1380187534&um=1&ie=UTF-8&ei=AxDaSeDwE8aJsAbq1Oj_Dg&sa=X&oi=image_result_group&resnum=1&ct=title&gbv=1

 

http://www.aktifpaylasim.com/saglik/59164-nasil-goruyoruz-duyuyoruz-tadiyoruz.html

 

http://www.forumvadisi.com/felsefe/209604-ruh-nedir.html

 

Üstte  Göz  ve görmenin nasıl oluştuğu ile ilgili metinleri okudunuz

 

Görme olayı ile Nazar arasındaki bağıntıyı şu şekilde kurabiliriz

Beyinde üretilerek Gözlerden hedefe gönderilen Eyeray ışını ile  

bakılan hedefteki nesne ise Furnıture ışını yada canlının yaydığı ışının kesişerek beyindeki görme merkezine iletilmesiyle insan görmüş veya eğer karşıdaki bakılan hedef İnsan gözü ise yine karşıdaki insan gözünden salgılanan Eyeray ışını ile veya bakılan hedef insan cildinin her hangi bir yeriyse oradan yayılan ışınlarla tepkimeye girmesi ile bu ışınların Redray veya Greenray şekline dönüşerek Nazari etkiyi oluşturmasıyla açıklanabilir

Redray ışını cilt üzerinde olumsuz etki üreten bir ışındır

gönderilen insanda mide bulantısı baş dönmesi gibi etkilere yol açan ve cilt üzerindeki hücre ölümleriyle birlikte çeşitli hastalıklara neden olan zararlı bir ışındır Greenray ışını ise zararsız bir ışındır 

Aşağıdaki linklerde Ruh ve yapısı ile ilgili bazı metinler yer almaktadır  

http://www.bilgikitabi.net/20.htm

 

http://www.denizce.com/hayatenerjidir.asp

 

http://www.msxlabs.org/forum/parapsikoloji/171018-enerjiyi-dusunce-gucuyle-donusturmek.html

 

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/newage/newage46.htm

 

http://www.turkforum.net/showthread.php?t=171055

 

http://www.kadincagi.com/KC_Kadin_Ruhsalligi.htm

 

http://moldavit.wordpress.com/sifa-enerjileri/

 

http://www.bilgikitabi.net/sh.056-1.htm

 

http://www.lahuti.com/forum/ruhsal-enerjiler-uzerine-26511.html#post250558

 

http://www.cinalemi.net/giris/cinalemi/cinler/enerjivegormeolayi.htm

 

http://fikirsel.30.forumer.com/a/bilimde-ruhun-yeri-var-mdr_post117.html

 

http://www.azazell.8k.com/azazel.htm

 

http://gulcaner.blogcu.com/yasam-enerjisi-prof-dr-osman-muftuoglu_1767651.html

 

http://hayalethikayeleri.blogcu.com/telekineziye-giris-nedir-nasil-yaparim_4520497.html

 

Üstteki linklerde Ruh ile ilgili metinlerden anlaşılacağı üzere Ruh bir enerjidir ve Ruh bir enerji kütlesi olarak düşünce yoluyla şekillenen bu enerjiyi görme

 

olayı oluşurken yada Nazar ile bağıntısını kurarken gözlerden salgıladığı Redray-zararlı ışın ve Greenray-zararsız ışın olarak ileten mekanizmadır 

Dolayısıyla Nazar değmesini gerçekleştiren insan ruhudur yani ruhtan gönderilen aşırı kinezik  enerjidir

Kinezi ile ilgili aşağıdaki linkleri tıklayarak okuyunuz  

http://telekinezi.org/beden-ruh-kinezi/ruhun-bedenden-ayrilmasi-tekn-t222.html

 

http://forum.kanka.net/showthread.php?t=231364

 

http://www.anormaliz.com/telekinezi/telekinezi-nedir-ne-ise-yarar-t19881.0.html

 

Üstte  telekinezik enerjinin  etkilerinin  neler olabileceği hakkında bir fikir edindik sanırım  aşağıdaki linklerde ise Başörtüsü ile ilgili  ayetlerin bulunduğu  Nur-Ahzap  ve Araf   Sureleri yer almaktadır  ve Başörütüsü ile  ilgili bir sersenişte  ek metinlerde sunulmaktadır tıklayarak okuyunuz

 

http://www.harunyahya.org/KuraniKerim/24.html

 

http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=1&sid=33

 

http://www.harunyahya.org/KuraniKerim/7.html

 

http://www.webhatti.com/makaleler/300693-prof-nevzat-tarhanin-basortusu-ile-ilgili-bir-kosesi.html

 

http://www.samanyoluhaber.com/haber-112403.html

 

İnsanın veya tüm maddelerin atom denilen yapı taşından nasıl oluştuğuna ve içeriğinde nasıl bir muhteviyat olduğuna dair aşağıdaki konu metinlerini tıklayarak okuyunuz

 

http://www.atominsan.com/

  

http://www.bilgipasaji.com/forum/fizik-kimya-biyoloji-417/65420-atom-ve-atomun-yapisi.html

 

Üstte maddenin temel-ana yapı taşının atomdan oluştuğunu ve aslında Proton Nötron ve Elektrondan oluşan bir alt yapıya yani enerjisel bir kütleye sahip olduğunu görüyoruz  dolayısıyla atomu oluşturanda  yine bir enerji  kütlesidir 

 

Aşağıda ise Elektroensefalografi nedir ile ilgili linkler mevcuttur tıklayarak okuyunuz   

http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektroensefalografi

 

http://www.safiyebilgin.com/eeg.htm

  

Amerikalı Müslüman NöroPsikolog Wıllıam Mc johnson  bu EEG cihazıyla eşi ve kendisini denek olarak kullanarak ve eşinin Başörtüsü  ve Başörtüsüz olarak yanında bulunarak ve ona bakarak deneyleri tekrarladığında çizilen grafiklerin farklı olduğunu bunun aslında eşine bakarken  kendi gözlerinden yayılan ışınlardan eşinin Başörtülüyken farklı Başörtüsüzken farklı frekans ve şiddetlerde etkilendiğini tesbit ederek ve bu ışınların etki gücünü kıranın Başörtüsünün hammaddesi olan pamuklu veya keten veya ipek kumaş olmayıp incelenmesi gereken farklı konular olduğuna karar vermiştir
Başörtüsü Allah c.c ın bir Hikmet-i ilahisiyle Nazarı engellemektedir diyerek konumuzu noktalıyoruz



TESETTÜR MODA WEB SİTELERİ 

TESETTÜR MODA SİTELERİ

 

http://www.tesetturmodelleri.net
http://www.firuzestyle.com
http://www.turkuazesarp.blogspot.com
http://tesettürgiyim.com/
http://www.turbanliyiz.com.tr
http://www.osmanlimoda.com
http://www.hijabstyle.com
http://leyli.blogcu.com
http://hijabscarf.blogspot.com
http://www.turbanmodelleri.com
http://caroline-ouxti-blog.blogspot.com
http://fiminin.blogspot.com
http://fashioningfaith.blogspot.com
http://www.yesiltopuklar.com
http://www.google.com.tr/search?q=tesett%C3%BCr+web+siteleri&ie=utf-8&oe=utf-8&aq=t&rls=org.mozilla:en-US:official&client=firefox-a
http://search.handycafe.com/search?safe=off&ie=UTF-8&client=pub-7306344808645313&cx=013955466593138379775%3Ao59n-hjoshe&cof=FORID%3A11&l=tr&hl=tr&s=start&q=TESETT%C3%9CR&meta=#897


LEFT HAND CLEAN 

ORYANTALİZM  PENCERESİ 

SELAHATTİN MURAD AYDINCANLI

FORUM İSLAMİYET YOLUNDAYIZ 

İSTANBUL 2008 



Selamün Aleyküm 
Değerli Forum okuyucuları

Konu başlığına

" Left Hand Clean 
Oryantalizm Penceresi " yazdım

Amacım şudur açıklayayım 

Son zamanlarda İslam coğrafyasında 

Ve elbette Türk-İslam aleminin genelinde

Yabancılardan alıntı yapılan eserler bayağı arttı 

Bu artış elbette düşünce dünyamızın gelişiminede 

katkıda bılunuyor

Ancak İslamdan bahseden 

bu yabancı yazar ve düşünürler ile 

Bilim adamlarına ait

Yazıların gördüğü ilgiyle birlikte

Türk-İslam coğrafyasındaki entellektüelliğe bakış açısıda 

Değişmeye başladı

Örneğin İslam ve Bilim konulu bir konferans verilecekse

Bu konferansa katılan konuşmacıların  

İslam ve Bilim konusunda açıklamalar yapanların içinde

Yabancı kaynaklardan alıntı yapanların 

Yada Oryantalistlerin bakış açısıyla 

İslam-Bilim konusuna bakanların

Görüş ve düşüncelerinin aktarılması 

Çok aşırı rağbet görmeye başladı

Ve bu görüş ve düşüncelere değer verenlere 

Aydın görüşlü İslam Alimi denilmeye başlandı

Ve dolayısıyla İslami temellere dayanan 

Ayet-Hadis çerçevesindeki

Fikir ve düşünceler geri plana itilmeye 

Ayet-Hadis ile verilen örnekler hafife alınmaya

Bu tür örnekler vererek açıklamalar yapanlarada 

Değersiz kişiler veya neredeyse yobaz denilmeye 

Ve sonuçta İslamiyete 

Oryantalistlerin açtığı pencereden bakılmaya başlandı

Bu uzun vadede 

İslamiyete ve müslümanlara zarar verirmi acaba diye

İçimde bir şüphe var

Bu benim acizane düşüncemdir 

Ve dilerimki şüphelerim yanlış çıkarda

İslamiyet ve müslümanlar

Bu Oryantalizme yaklaşmaktan zarar görmezler  İnşallah

Herşeyi gören ve hakikati bilen

Doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırabilen 

Allah c.c.

Bizleride doğru yoldan ayırmasın 

Doğruları Allah'ın kelamı olan Kuran-ı kerim 

Ve onun açıklayıcısı Allahın elçisi 

Hz.Muhammed sav Efendimizden

Ve onun yolundan gidenlerden

Öğrenmeyi nasip eylesin İnşallah

Ancak şunuda açıklayayım 

Sakın olaki 

Benim şüphelerimin ciddiye alınmasını isterken

Yabancı kaynaklardan alıntılar yapılmamasını 

İslamın bilim çerçevesinden çıkarılmasını

Ve yabancı eserler ve yazarların hafife alınmasını

Kesinlikle istemiyorum

Benim söylemek istediğim şey bu değil 

Elbette bilimsel kaynaklar ile

İslamiyetin açıklanması ve yayılması

Türk-İslam coğrafyasındaki fikir ve düşüncelerin gelişmesi 

Bütün müslümanları mutlu edeceği  gibi benide mutlu eder

Sadece endişem şudurki

İslamiyeti bilimsel kavramlarla açıklayan değerli yazarların

Bilim adamlarının 

Ve halis müslüman kardeşlerimizin  dışında kalan
 
Bazı kişilerin 

Oryantalizmi yaymaktaki niyetlerinin 

iyi olmadığını düşünmemdir

Yoksa çok değerli bilimsel tesbitler 

bizim yolumuzu aydınlatıyor

Buna verilecek çok örnekler vardır 

Rabbim islam için çalışan herkesten razı olsun

Başarılarının devamını nasip eylesin İnşallah

Bilimsel tesbitler derken bazı örnekler vermek gerekirse

Hemen bir örnek vereyim

Amerikalı Müslüman Profesör Mıchael George Samnıck örneği

New Mexıco Health  Power  2000

 İsimli bir dergide " Left Hand Clean " başlıklı 

Bir yazısında 
sol  eldeki bir temizlik mekanizmasından bahsetmektedir

İnsanların her iki elindede 
avucundada mikroplara karşı savaşan

Vücudun ürettiği gözle görünmeyen bakterilerin olduğunu

Sol el yüzeyinde ve acuç içinde ise sağ elden farklı olarak

Çok güçlü antiseptik özelliğe sahip 

Gözle görünmeyen bakterilerin her daim yoğun olduğunu

Sol elin yüzeyinin mikropları barındırmadığını 

Ve bu mucizevi mekanizma ile 

Sol elin yüzeyinden 
mikropların temizlendiğinden bahsetmektedir 

Ayrıca bu mekanizmanın 
insanın ilk yaratılışından beri var olduğundan

Tıp biliminin ise bunu çok sonra tesbit ettiğinden

Halbuki İslamın ve Müslüman Bilim adamlarının

Yüzyıllar önce 

Bunu farklı şekillerde 

İzah ettiklerini 

Açıklamaktadır 

Şimdi Oryantalist bir pencereden bakarak

Bu açıklamayı yazı dizisinde kullanan

Bir müslümana aydın 

Bu yazı yerine örneğin aşağıdaki alıntı yaptığım 

Prof Dr Yaşar Bağdatlının 

Yazısını kullanana yobazmı diyeceğiz

Benim anlatmaya çalıştığım işte budur  

Amerikalı Profesörün yazısına benzeyen 

Bu türde  konuyla ilgili başka bir kaynaktan 

Bir yazı alıntıladım 

Onu aşağıya aktarıyorum okuyunuz




ELDEKİ MUCİZE VE TEMİZLİK

Prof Dr Yaşar Bağdatlı 

Eldekİ Mucize ve Tuvalet Temizliği


https://cahidesultan.net/2012/06/19/eldeki-mucize-ve-tuvalet-temizligi/

19 - 06 - 2012  —   Cahide Sultan

Çeşitli vesilerle neyi farkettim biliyor musunuz
Tahareti bilmediğimizi  
Taharet  genel bir terimdir ve içinde 
Abdest Gusül İstinca İstibra İstinka 
Ve Fıtri temizliklerin hepsini kapsar 

fakat özellikle tuvalet temizliğinden bi haber olan çok insan var
Erkekler arasında ayakta idrarını yapanlar oldukça fazla
Okullar tam bir facia. Duyduklarımı anlatmaya edebim müsade etmiyor

Üzerimize sıçrayan idrarın kabir azabına sebep olduğunu bilir 

ve ona göre tedbir alırsak 
bu meseleye daha çok dikkat edeceğimizi düşünüyorum

Birde mutfakta yemek yaparken

hamur yoğururken 

eldiven kullanılmasına çok kızıyorum

 Kadının eli o plastik eldivenlerden daha temizdir

Aşağıdaki röportajı sıkılmadan okuyacağınıza 

ve faydalanacağınıza inanıyorum

Tuvaletten Sonra En İyi Temizlik Nasıl Yapılır

İnsan Avucunun İçinde, Koruyucu Bakteriyeler Var

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 
Mikrobiyoloji İnfeksiyon Hastalıkları 

Bilim Dalı profesörlerinden Yaşar Bağdatlı
İslâmî tahâretlenmenin

en uygun yol olduğunu kaydederek

“en iyi temizlenme el ve su ile olur

İnsanın avucunun içinde
cildinde koruyucu bakteriler vardır” dedi

Son günlerde el temizliği konusunun 
gündemde bulunduğunu hatırlattığımız 

Prof. Bağdatlı tahâretlenme konusundaki 

sorularımızı şöyle cevapladı

“El temizliği ile ilgili olarak 
bazı endişelerden sıkça bahsediliyor.

El temizliği hakkında bizi aydınlatır mısınız”

“Elimiz dış dünya ile alâkamızı sağlayan 
en önemli organlarımızdan birisi

 Dış âlemle ilgisi deyince, yiyecek içecek ilişkisinden tutun

yazışma ilişkisine, tokalaşmalara

tuvalet sonra temizlik gibi bütün faâliyetlerde eller ön planda

Dolayısıyla 
hastalıkların yayılmasında da en önemli uzuv olarak eli görüyoruz

Çünkü yiyecek içeceklerle temas halinde

Hastalık etkenleriyle temas ile hastalık etkenlerini alabiliyor

yine elimizi yüzümüze gözümüze sürmek sûretiyle elimizdeki 

mikropların vücudun değişik bölgelerine geçişi sağlanıyor

Netice olarak görüyoruz ki

hayatın yüzde 60-70 oranını dolduran bir faâliyet organı

 Bu kadar işleri gören bu kadar mikroplara bulaşan ellerimiz

aynı zamanda hasta olmadan yaşayan bir organizma

 Bu nasıl oluyor, bunu açıklığa kavuşturmak lâzım.

Ehliyetsiz insanların konuşmasının da temelinde bu yatıyor

İnsan vücudunda öyle bir sistem var ki

yani Allah böyle yaratmış

her sisteme bir bekçi koymuş

Meselâ insanın elinde, avucunun içinde

cildinde ve diğer organlarında koruyucu bir bakteri var

Kendi sistemi içinde var 
ve biz buna tıbbî adıyla flora diyoruz

Flora bakterileri yerleşik ve oranın sakinidirler

Görevleri de diğer hastalık yapan mikroplara karşı 
vücudu korumaktır
 Herkes zannediyor ki, “ben bir mikroplu şeye dokunursam
mikroplu bir şey yersem hasta olacağım.”
 
Bu yersiz bir düşünce

Düşününüz ki
insan vücudu hem içinden 
hem dışından sayılamayacak kadar 
mikroplarla haşir neşir her gün
Ve bizler sağlıklı olarak hayatımıza devam ediyoruz
  Ayrıca, bağışıklık diye bir sistem var
bu da muhtelif şekilde işler 
ve vücuda giren bir yabancı maddeye karşı 
vücut bizden habersiz bir savaş veriyor
daha enteresanı bir yabancı mikropla
bir cisimle vücut karşılaşınca
o hâtıra hücreleri
bellek hücreleri de dediğimiz hücreler onları tanıyor 
ve geldiğinde vücudu hemen harekete geçiriyor
Bir de sistemin belirli bir ısısı var 
ve bunlar da ayrıca koruyuculuk yapıyorlar
Bu kadar koruyucu sistem varken
bazıları hemen bir mikropla karşılaşınca 
“hasta olacağız” diye yaygarayı koparıyorlar
Eğer onların dediği doğru olsa
hiçbirimizin sağlıklı olmamamız lâzım
Eğer içtiğiniz suyu
yediğiniz bir meyveyi alıp mikroskobun altına koysam 
o kadar mikrop göreceksiniz ki, kaynıyor
Ama hasta olmuyoruz elhamdü lillâh
Çünkü bunun mekanizması var
Bu kadar olumlu işleyen mekanizmayı yok gibi göstermek
tedirginlikten başka bir şey değil
Yani insanların huzurunu ve rahatını kaçırmaktır.

Bir de psiko-nevroz dediğimiz
insanların hastalık psikolojisi içine girmesine sebep oluyor
İnsan huzursuzluk içine girince de bir stres oluşuyor
Stres sonucu oluşan bazı maddeler var ki 
bu bağışıklık sisteminin çalışmasını engeller
yavaşlatır
Günümüz insanında en çok gördüğümüz hastalık 
sebebi stresler
1987’de uluslar arası kongrede 
bir Fransız bu meseleyi gündeme getirerek

Müslümanların elle tahâretlenmelerini tenkit etti
Ben cevap verdim
ama tatmin edici değildi
Bunun üzerine bir araştırmaya giriştik
Hastanede 70 kişilik bir araştırma grubu aldık
Alınan grup içinde toplumun bütün seviyelerinden insan vardı
Bunların, tuvalet öncesi ve sonrası ellerini kontrol ettik
Bu kontrolde de temizlenme şekillerini de dikkate aldık
Baktık
elle temizlendikten sonra
yıkamadan önce ellerinde dışkıya ait mikroplar bol miktarda var
Eller yalnız su ile
ama oğuşturarak üç dakika yıkandığında
hastalık yapmayacak kadar az mikrop kalıyor ellerde.

“Peki sabunla yıkayınca”

Sabun kullanılırsa
eller biraz daha temizleniyor
ama yine mikroplar tamamen yok edilemiyor
Ancak
dediğim gibi bu mikroplar hastalık yapacak kadar değiller
Bu kalan mikroplar da ellerdeki biraz önce bahsettiğimiz 
flora bakterileri tarafından temizleniyor
%100 zeytinyağlı doğal sabunlar için Tıklayın

“Üç dakika su altında yıkanılması gerekir

dediniz; bu biraz uzun değil mi”

“Öyle ama, en idealini üç dakika olarak tesbit ettik
Yoksa bir buçuk, üç, beş dakikalarla da denemeler yaptırdık
ancak, sıhhatlisini üç dakikada bulduk
Bizim görevimiz faydalı ve zararlı olan yanları açıklamaktır
bunu herkes bilsin.

“Diğer temizleme maddelerinin üzerinde de araştırmanız oldu mu”

Tabii
piyasada temizlik için kullanılan bütün maddeleri tesbit ettik
Bizim en çok kullandığımız alkol var ki
bunun da yan tesirleri oluyor

Meselâ, eldeki yağ tabakasını eritiyor
yine elin korumasını yapan flora bakterilerini yok ediyor
bu da tabii mikroplara zemin teşkil ediyor
Yine alkolü el temizliğinde kullanırken 
bunun devamlı olması gerekiyor

Ancak devamlı kullanımda da egzama tipinde 
elde yaralar oluşuyor
Alkolden sonra 
zefiran, savlon, lizol dediğimiz maddeleri denedik ve ilginçtir
bazılarının mikropları uzaklaştırmak yerine 
mikrop ürettiklerini gördük

Şu anda biz ameliyathanelerde temizlik aracı olarak 

“hipiserup” diye bir maddeyi alkol yerine kullanmaya başladık

Sabunlarla yaptığımız tesbiti de söylemem gerekir ki
mikrop bulaşmasında 
bunların nasıl bir rolü oluyor diye araştırdığımızda

sabunların kendini temizleme özelliği 
ve mikrobun bir başkasına sabun aracılığı ile 
bulaşmanın olmadığı tesbit edildi.

“Tuvaletlerin yapısı da mikrop bulaşmasında önemli olmuyor mu”

Alafranga tuvalet dediğimiz klozet tipi oturaklı tuvaletlerden 
çok hastalık bulaşıyor

Bilhassa insanların genital bölgesi dediğimiz yani 

edep bölgesi ile ilgili hastalıklar

mantar hastalıkları, parazitler
varsa yaralar onların mikrobu o oturağa bulaşıyor

sonra da oraya oturanlara geçiyor

Bunu Batılılar da gördü

Meselâ Hutchinson isminde bir bilim adamı

basilli dizanterinin etkenini oturakta üretmiş.

Yine Nevton adlı bir başka bilim adamı da

tifo bakterilerinin 11 gün klozetlerde kaldığını tesbit etmiş
Şimdi Avrupa ev ve otellerinde 
alafranga tuvaletlerinden kaçmaya başladılar
Bizde hayrettir alafranga sokulmaya çalışılıyor

Çok özel durumlar için portatifleri var ama

bir kişiye mahsus
Biz “umuma açık olan yerler için zararlıdır” diyoruz

Bir de fışkırtma su ile makat civarını temizleme şeklinin 

mahzurları var

Yaptığımız araştırmada 

bu şekilde temizlemenin olmadığını tesbit ettik

 En sıhhatli temizlik ise önce kâğıt, sonra su ile temizlenilmesi

.(Yani direkt pisliğe elin süsrülmemesi)

Zaten hadis-i şerifte de taş artı su ile temizliği 

makbul olarak tutuyor Peygamberimiz

Biz burada taşı denemedik

Arabistan’daki taşın özelliği vardır

Sıcak taşın hem radyasyon, hem ısı, hem mekanik etkisi var
Dolayısıyla taşla temizlik, sadece taşı sürmekle değil
Bez ile kurulanmayı da ben tasvip etmiyorum
Çünkü bez ince liflerden meydana geliyor 
ve artıklar örgülerin arasında kalabilir 
ve onları temizlemek zordur
En iyisi tuvalet kâğıdıdır
Tuvalet kâğıdının üzerine yazı yazılamadığı için
fıkhî bakımdan da câizdir.[1]

Bir paragraf öncesinde 
bahsedilen konuyla ilgili hadis-i şerif şu şekildedir

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.s. Kuba ahalisine

“Allah, temizlik hususunda sizi övmektedir

Bu neden ileri geliyor” diye sordular

Onlar: “Biz dediler, istincada taşla suyu birleştiriyoruz

(önce taşla silip sonrasında da su ile yıkıyoruz)

 (Rezîn tahrîc etmiştir. İbn Kesir, c. 3, s. 456

İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Terc. 10/385)

(Tevbe sûresinin 108. âyeti, o zaman için 
Medine’nin banliyösü durumunda olan
Kuba köyü ahalisi hakkında nâzil olmuştu

Âyet meâlen şöyledir
“Orada, arınmak isteyen insanlar vardır

 Allah arınmak isteyenleri sever

” İşte bu âyet üzerine, yukarıdaki rivayette görüldüğü üzere
Resûlullah

“bu övgünün sebebi nedir” diye Kubalılara sormuştur

Onlar da, abdest bozunca önce taşla temizlenip 

sonrasında su ile tahâretlendiklerini söylerler.

Bilindiği gibi, Muhammed Hamidullah

Paris’te yaşayan 20. yüzyılın büyük İslâm âlimlerinden biridir

Bu zât ile
içlerinde Hıristiyan 
ve farklı inançlara mensup bir grup bilim adamı

İslâm Dini hakkında 
tartışma için yemekli bir toplantıda bir araya gelirler
Tartışma, yemekten sonra yapılacak olmasına rağmen

katılımcılardan biri, bir sataşma ile 

Hamidullah’ı ve müslümanları aklı sıra tahkir etmek için 

şöyle der

“Hz. Muhammed

yemeği elleriyle yediği için 
Müslümanlar da bunu sünnet kabul ederler, değil mi

Bu medeniyet çağında bu anlayışın yeri  olabilir mi

” Hamidullah da, bunun üzerine der ki

“İsterseniz, tartışmayı bu konu üzerinde başlatalım

İlmî temellerle 
ve laboratuvar deneyleriyle bu konuyu değerlendirelim
” Hep birlikte sevinerek bu teklifi kabul ederler
Hamidullah, yemeğe oturmadan ellerini sünnet üzere yıkamıştır
Sofrada da temiz kabul edilen kaşıklar vardır
Elini göstererek;“Beyler! der, Allah’ın yarattığı bu sağ kaşık
benim dışımda hiç kimsenin ağzına girmedi

Vücuttan çıkan doğal pisliklere de hiç değmez
her namaz öncesi olduğu gibi
her yemek öncesi ve sonrası sünnet usûlüyle yıkanır

Sizin kaşıklarınız ise, kimlerin ağzına girmedi ki

Yıkanması ve kurulanması 

bir Müslümanın eli gibi hijyen kurallarına uygun değildir
Metal olduğu için üzerinde çok sayıda mikrop barındırır
benim elimin derisinde olduğu gibi koruyucu ve hastalık yapan 
mikroplara karşı savaşçı flora maddesi de taşımaz

Masadaki kaşıkları ve benim sağ elimi tahlil ettirelim

hangisinde zararlı ve hastalık saçan mikroplar ne kadar çıkacak

Elimdeki mikroplar 
daha çok çıkarsa tartışmayı siz kazanmış olacaksınız” der

İncelettirirler, netice İslâm’ın, sünnetin 

ve dolayısıyla Hamidullah’ın kesin zaferiyle sonuçlanır

Hamidullah’ın eli

en temiz kaşıktaki mikroplarla mukayese götürmeyecek oranda 

çok az ve zararsız mikroba sahiptir

 

[1] Mehmet Ali Eren’in Prof. Dr. Yaşar Bağdatlı ile 
yapılan röportajından



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol